asik olma kriterlerinde illa karsilik aramayan insandir.
kendisine sevmeyene gitmesinin hata olup olmadigi tartisilir.
ancak illa onu sevene gitme mecburiyeti tabii ki yoktur.
gayet doğal karşılanması gereken bir olaydır. çünkü insanın fıtratında elinde olmayana ulaşmak için var gücüyle çabalama eğilimi söz konusudur. tabi bu durumu kontrol altında tutan birçok etken mevcuttur; kendisine aşık olmayan kişinin aşık olunacak derecede bir cazibeye sahip olmaması gibi, ya da aynı kişinin verilen mücadele sonunda kişide haz uyandıracak potansiyele sahip olmayışı gibi.
daha fazla beğenilme ve heyecan arzusu kaynaklı olabilir. sevmeyeni seven yapabilmek kafayı meşgul eder, stratejiler kurdurur, hikayeler yaratır. bütün günlerin ana konusu malum kişi olduğundan, hergün ne olacağını bilmediğiniz bir güne uyandırır. insanın kendi yetenekleriyle ve emeğiyle kendini sevdirmesidir bir bakıma, dolayısıyla kendi eseridir. hazır alınmamıştır o. bu yüzden egoyu daha fazla tatmin eder. sevmeyen uzun uğraşlar sonunda seven olduğunda, kişi artık artı bir kişi tarafından daha beğenilmektedir. bir noktada sevmeyen tatmin edici bir şekilde seven durumuna geçtiğinde, o da artık geçmişte seven ama tarafımızdan sevilmesi tercih edilmemişlerin arasına gider veya tadı çıkarılır. bu bir karakter özelliği de olabilir, hayatın bir veya birkaç bölümüne sığdırılan deneyimler olarak da kalabilir. ancak her zaman değişimin faydalı olduğuna inandığımdan, küçük kardeşlerime ikinci yolu öneririm.
mazoşist insandır. bu tip insan acı çekmezse gerçek aşkın vuku bulamayacağına körü körüne inanmış olabilir. esasen aşk, yaşanırsa tüketilip, hemencik bitiveren bir şey olduğundan, kendisini sevmeyene yönelip platonik aşk acısını seçenlerin aşkı da ızdırabı da ebedi olacaktır efenim. türk ve dünya edebiyatı bu tip aşklara methiyeler düzen eserlerle dolu olmakla beraber, gerçekte insanın dönüp dolaşacağı nokta gönülün oka da b*ka da konacağı gerçeğidir ki genelde öncelik b*ka verilmektedir.
her insanın en az bir kere yaptığı sonrasında köpek gibi pişman olduğu durumdur derim. mantığı yok değildir aslında,böyle durumlar olmasaydı kadri kıymeti,ilahi adaleti anlayamazdık. işin pratiği bu ya işte acıyı da pratiğinde barındırıyor. teoride sorun yok.vesselam..
elde etme iç güdüsüyle yanıp tutuşan insandır. onu elde ettiği zaman başkasını elde etmek için onu da bırakacak kişidir. psikolojik sorundur bana göre.