mesajlar beklenir, her kelimeden bin tane anlam çıkartılır, hayaller kurulur, arkadaşlara anlatılır. çünkü inanmışsındır buna. karşı tarafsa laylaylom takılmakta ara sıra sana olta atmaktadır. sen de o yemi aşk sanmış peşinden gitmektesindir. sonu acı olacaktır.
kişinin kendinden başka birisini aşk yaşadığına inandırma durumudur. kendi kendini aşk yaşadığına inandırıyorsa:
(bkz: kendini aşk yaşadığına inandırmak)
kendini 'yok canım daha önce hiç böyle olmadı,bu başka' diye kandırmaktır.kimileri böyle yaparak hayatını dayanılmaz derecede igrenc hale getirirken (hoş igrencler hep dayanılmazdır ama olsun)kimileri de gel zaman git zaman böyle kendilerini kandıra kandıra aşık olur.**
öncelikle bence başlığın doğrusu "kendisini" değil "kendini" olmalıydı***. neyse bunu geçtikten sonra diyebilirim ki başlıktaki durum benim iki buçuk yıl boyunca yaşadığım, yaşamaya çalıştığım durumdur. aslında büyük salaklıktır. kendini ve karşındakini aptal yerine koymaktır. olmayanı yaşamaya çalışmak, hayatını kendinin kontrol edebileceğini sanmaktır. fakat olmuyor sözlük. insan malesef hayatını kendi yönetemiyor, yolunu her zaman kendi çizemiyor. mutlu olmak istiyorsun, aşık olmak istiyorsun, belki o an buna gerçekten ihtiyacın da var. ama hadi deyince olmuyor ki. doğru zaman olmayınca insanın önüne her zaman istediği, ihtiyaç duyduğu şeyler çıkmıyor. sonra madem öyle, ben de istediğim gibi yaşarım deyip karşınıza gelmeyen o durumları veya fırsatları kendiniz yaratmaya kalkıyorsunuz. aslında aşık olamayacağınız birine aşık olmaya çalışıyorsunuz, buna kendinizi inandırıyorsunuz. sonuç ne peki, tabi ki mutsuzluk. kendi hayatınızı bu şekilde yönetemezsiniz. kendi üzerinizde bu kadar otokontrol sağlayamazsınız. işte benim gibi en fazla iki buçuk yıl boyunca denersiniz, sonra karşınızdakini de kendinizi de mahvedersiniz. her şeyin içine edersiniz. daha da mutsuz olursunuz. benim bu noktada tavsiyem biraz daha sabırlı olmak. hayatın bize ne getireceği belli değil. karşınızdakini de üzmeyin, kendinizi de.
insanın ruhunu dolduramadığı spiritüel ihtiyaçlarını bir beşer üzerinden doyurmak istemesi ile vuku bulan hadise.
bir de gıpta var tabi hayatta. her öpüşen çifti "hayat arkadaşı"nı bulmuş sanıp öpecek ve sevecek birini bulmanın coşkusunu yaşıyor çoğu genç, yaşlı ve ortak özellik olarak yalnız insanlar.
oysa mutluluk ne bir insana bağlıdır; ne de gerçek aşk ile gelen mutluluğun dünya üzerindeki herhangi bir şey ile ikamesi vardır.
duygusal boşluğunu doldurma ihtiyacının etkisiyle zar zor bulunan hödük karşı cinsle yaşanılan zorlama beraberliğin aşk olduğuna insanın kendisini inandırmasıdır.
iki kelimeyi bir araya getiremeyen karşı cinse yöneltilen 94 iq'luk bir cümleye karşı bile ne dedi lan bu şimdi manasında boş gözlerle bakan kişiyle sanki mükemmel bir insanla berabermiş gibi davranarak kendini buna inandırmanın verdiği azabı yok varsaymak, hemcinslerine müthiş bir sevgilisi olduğunu ispat ederek onlara karşı itibar kazanma ve hakkında olumlu konuşulmasını sağlama etkiniliği olması kuvvetle muhtemeldir.
