her fırsatta * hükümete saldırıp, belden aşağı vuran amerikan uşaklığı zihniyetine sahip adamlardır.. bunlar yapıcı bir siyaset anlayışı üretemezler ve suyu bulandırıp, kriz çığırtkanlığı yapmaktan başka işe yaramazlar. ayrıca büyük bölümü rozet atatürkçülüğü ile geçinirler.
muhalefet yapmanın ne anlama geldiğini bilmeyen, muhalefeti karşı tarafın söylemlerini eleştirmek zanneden zihniyete karşı açılmış cuk diye oturmuş bir başlık.
başbakan inşallah dedi maşallah dedi ümmetci oldu : bu muhalefet değil iftira atmak, saçmalamanın dikalasıdır.
başbakanın aldığı ekonomik kararlar şu bakımdan rahatsız edicidir : bu muhalefettir.
sandığa oy attıktan sonra diğer seçime kadar kafayı öne eğip oturmalı mı? birileri bizler için ne biçtiyse okadarıyla yetinmeli mi?
olmaz arakadaş! muhalefet etmek toplum bilincidir, susmuyorum diyebilmekdir, muhalefet dayatılana baş kaldırmak, güdülen sürüden ayrılmaktır. insan hakkı olanı istemez, kendine verilmeyene diretmezse hiç bir hükümet, vekil, bakan, siyasi merci "al güzel yavrum" demez. dersede vereceği şey çok farklı olur.
muhalefet et arkadaş! neye karşıysan dile getir, attığın oyu sorgula, denetle, rahat verme. Siyasi güç yan gelip yatmak değildir, siyasi güç yaptığının sorumluluğunu almaktır, bir hata varsa üstlenmektir. hatasını yapanın üstüne bindirmekte muhalefet işidir. bindir anasını satayım, ezilecekse zaten oraya çıktığına, çıkartana yazık.
bu olay zannetmek değil gerçeğin ta kendisidir, her birey ayrı ayrı ana muhalefet partisidir.
zira kötüye işarettir efendim. çünkü çoklu kişilik bunalımındasınızdır. yaklaşık 300-400 bin daha kişiliğiniz vardır. ayvayı yemişsinizdir efendim kısacası.
depolitize edilmiş bir kuşağın, eleştiri, yorumlama vs. kabiliyetini kaybetmesi sonucu, koyun olarak görünen bir halkın apolitik kostümünü çıkarıp parçalamaya başladığını görenlerin rahatsızlıklarını nasıl dile getireceklerini bilememesi.
körü körüne bir şeyi savunan ya da reddeden kişilerin uyguladığı stratejidir...memlekete fayda sağlayacak 40 tane olay olsa bile görmek istemezler, bir tane yanlışı arar bulur, sakız gibi ağızlarında çiğner dururlar...
hani eleştirecekler ya, yapıcı eleştiri diye birşey yok zaten bizim lugatımızda, düşene bir tane daha vurmamak olmaz ama değil mi? vurun abalıya hesabı...
neymiş efendim başbakan çiftçi kılığındaki bir provakatöre "ananı da al git" demiş...eğri oturup doğru konuşalım, başbakanın yerinde başka bir kişi olsaydı, mesela cumhurbaşkanımız o kişiyi yanına yaklaştırır mıydı? yaklaştırmak bir kenara zaten sayın sezer in halkın içine çıktığı yok... iktidarda olduğu dört yıllık süreçte, hem de sürekli halkın içinde olan bir insanı sadece bir cümlesinden dolayı yargılamak ne kadar doğrudur? artı, başbakan talihsiz bir söz sarfetti diye, enflasyon mu yükseldi? borsa mı düştü? dolar tavan mı yaptı?ne oldu yani...
şubat 2001 krizi hala tazeliğini korurken, bütün esnafların bir bir kepenk kapattığı, fabrikaların bacalarının tütmez olduğu, binlerce insanın ekmeğinden olduğu dönemler ne çabuk unutuldu...kimdi peki bu krizin mimarları, yine bu ülkeyi yönetenler değil miydi? yani bu ülke hiç bir zaman isitikrara kavuşmasın, hep bir belirsizlik hakim olsun, birinin ak dediğine diğerinin kara dediği koalisyon hükümetleri kurulsun, böyle mi olsun yani...
