zaman kazanmaya çalışan öğrencidir. hoca soruyu sorar, cevaplamasını istediği öğrencinin ismini zikreder. öğrenci gayet net duymasına rağmen belki vazgeçer ümidiyle ziklemez. fakat hocanın ısrarının ardı arkası gelmeyince acaba biri cevabı benden önce verir mi diye bekleyerek bu sürede de hocayı oyalamaya çalışarak ben mi sorusunu yöneltir. evet sen yanıtı gelene kadarki kısımda her hangi birinden cevap gelmezse sıçtığının resmidir affedersin. bir de bunun gerçekten duymayanı vardır ilk seferinde. o da zaten dersi dinlemiyordur. sonra tekrar aynı sahne yaşanır ve perde kapanır.
öğrencilerine adıyla hitap etmekten aciz öğretmenleri göz önünde bulundurduğumuzda ve bunun yanı sıra kafasına göre seçtiği öğrenciyi kaldırıp da soru sorarak bir şeyler öğretebileceğini düşünen öğretmenlerin varlığını gördüğümüz oranda haklı çıkan öğrencidir.
demem o ki sen öğrencilerini, ancak; "sen söyle bakalım göte giren şemsiye açılır mı?" gibi soru kalıpları kadar tanıyor ve bunun adına da "eğitimcilik" diyorsan küfür yemediğine dua edeceksin hocaanım.
o kadar insanın içinden kendisinin seçilmiş olmasına şaşırıp belki ben değilimdir diyerek şansını bir daha deneyen öğrencidir. ardından yine mi ben diyerek ben küskünüm feleğe eşliğinde ayağa kalkar.