kendi halinde biri. aslında ben değil, çevrem öyle tarif etmişti beni. öyle diye diye de kendi halimle kala kaldırdılar beni. hayırlısı ne yapak. ha bir de geçenlerde memlekete gittiğimizde de annemin 90 yaşında ki teyzesi, " pek güleç yüzlüsün" demişti. o cümleyi hayatım boyunca unutmam.
"Kimseyle konuşmuyorum. Böyle daha iyi oluyor sanki. Bir anlamı olduğundan değil. Konuşamadığımdan da değil. Canım istemiyor sadece.
Aslında canım isterse bir saksı bitkisiyle hava durumu hakkında bile konuşabilirim. Ama hiç canım istemiyor işte. Sahiden de hiçbir şey söylemeden susarsam ne demek istediğim anlaşılabilir mi ki?"
Demiş Ali Lidar. Güzel demiş. beni daha iyi ne anlatabilir şu dönem bilmiyorum.
Soğuk kanlı, aceleci davranmayan, rafine (?) zevkleri olan, düzensizliğin düzenine ayak uydurabilen, bakımlı, seyehat engeli olmayan, b sınıfı ehliyet sahibi, askerliği tecilli.
Normal, sıradan, öyle ahım şahım bir özelliği olmayan biri olarak görüyorum kendimi. farklı olduğunu düşünen ama son Derece sıradan olduğunun farkında olmayan milyonlardan biri olmamakla gurur duyuyorum.