aşırı takıntılı olmak.
şaka değil gerçekten inanılmaz yoruyor insanı.
bugün ofiste yaşadığım bi olay; yan masamda oturan kadın 20 dakika boyunca çekirdek(!) çitledi ve her çit sesinde kan beynime sıçrayarak başka hiçbir şey yapmadan 20 dakika boyunca çekirdek sesini dinledim.. en sonunda sinirden dışarı hava almaya çıktım..
diğer takıntılar için bakınız;
birinin sakız çiğnemesi, sadece sesi değil ağzının oynadığını görmem yeterli
tekrar eden her türlü ses, masaya parmağıyla tıklamak, birinin mouse ‘unun her klik sesinden rahatsız olmak
artı şeklindeki çalışma masaların (4 kişilik) birinin masayı sallaması (benim de ekranım sallanıyor)
bilgisayarda bir şey anlatılırken, göstereceği şeyi pc ekranını parmaklayarak göstermesi (salaklık göstergesi olduğunu düşünüyorum)
Bir olayı bilmeden etmeden kafamda kuruyorum allah kuruyorum. Üzüyorum kendimi. Sonra da aaa o öyle değilmiş ya deyip köşeme çekiliyorum. Bu beni ve sevdiklerimi çok yıpratıyor.
Huzur kaçmasın diye susmak zorunda mıyım acaba. Kin tutarım kardeş ben. Affetmem,unutmam ama sırf huzur kaçmasın diye sesimi de çıkarmam. Boşu boşuna kendime yük yapıyorum. Lan madem ses etmeyeceksin ne diye içten içten bileniyorsun. Te allahım ya.
bana yapılan kötülüğü asla unutmam. beynimin içinde kara kaplı bir defter var adeta ve oraya yazıyorum. benzer bir olayda hemen dejavu gelişiyor beynimde. o zaman savunma sistemlerim yanlış alarm bile veriyor.
Asosyal olmam.
Gene de inatla insanlarla konuşmayı sevdiğimi zannedip kendimi kalabalıkların içine sokmam.
Ya kardeşim sevmiyosun işte asosyalsin otur evinde oyununu oyna ne kasıyosun sosyal pıtırcık olcam diye?
Öfkem. haksızlığa uğradığımda kontrol altına alamıyorum. buda en çok sevdiklerimi etkiliyor. he bide kendimi analiz edip şu davranışlarda bulunmayacağım deyip farkında olmadan ama sanki özellikle yapıyormuşum gibi yaptığım şeyler. Birde merhametli oluşum. bana en çok kaybettiren şeylerden bir tanesi.