nereden geldiği belli olmayan her düşüncenin alanına kapılıp gerçekleştirmeye çalışmak, nefret ediyorum bundan. farkında olursam eğer geldiği gibi gidiyor ama çoğunlukla hazırlıksız yakalıyor.
Şu lanet olasi dilimin durmaması. Haksız yere değil ama dursa sussa daha iyi olucak çok dobra olmam açık sözlü olmam kendimi ezdirmemem bazı insanlar tarafından kabullrnilmiyor ve sknti yaşıyorum.
çok takıntım vardır ve bunlardan kurtulamamak gerçekten çok sıkıcı. mesela bir yere elim çarparsa diğer elimle de aynı yere aynı şiddetle çarparım. bu durum bacağım için de geçerlidir. hiç unutmam ilkokul 8.sınıftayım türkçe öğretmeni herkesi sıra dayağına çekti cetvelle herkesin bir eline vurdu (şakayla karışık tabi) sıra bana geldi benim de sol elime vurdu. öğretmene dedim ki ''öğretmenim sağ elime de vurur musunuz'' güldü geçti tabi. biraz gittikten sonra elimi duvara vurdum sert bir şekilde. vurduktan sonra çok rahatladım. hani böyle bütün gün sigara içmemişsiniz yemekten sonra bir dal sigara yakarsınız ya işte öyle bir rahatlama geldi. vurmasan gece uyuyamazdım. ve ne yazık ki bu özelliğim ablamdan bana geçmiş (belki özentilik belki psikolojik bilemem) aynı özellikler ablamda da var. ama özentilik olduğunu düşünmüyorum çünkü çok küçük yaşlardan beri böyleyim özentilik olsa bi zaman sonra geçerdi herhalde.
say say bitmez. kaç bir olur bilemiyorum altan.
aşırı kıskançlık, aşırı takıntılı olma, aşırı duygusallık, aşırı sinir vs. her şeyin aşırısı var bende. allam neden? anlatsana biraz.
Fazla kötümserim, kendimi düşünmeyip karşı tarafı fazla düşünüyorum, kendime işkence çektirircesine eziyet ediyorum.
Kimseyle tartışamıyorum, kavga edemiyorum sesimi dahi yükseltemiyorum ama kendimle savaşıyorum.
Ay ben bu kendimin..