''allah belasını versin bunun'' dedirten çok şerefsiz bir soda şişesidir. binbir iç sıkıntısıyla pijamanın üstünden kıçını kaşıya kaşıya mutfağa gitmişsindir gecenin bir vakti. buzdolabının kapağını açıp saçma sapan bakınırsın bir süre. sonra anne bağırır içeriden ''evladım açık tutma şunu! ''... yahu duvarın arkasını dahi termal kamerayla mı görürler hep, ne yaparlar, anlamıyorum ki ben... o an gözgöze gelirsin işte o efendi meyavlı soda şişesiyle. şimdi ekmek arası bir şeyler yapmaya kalksan akşam akşam evde dırdır bitmeyecek zaten, çaresiz çıkarırsın onu mutfak bankosuna, alırsın açacağı eline. işte o an buzdolabının o en selim gözüken elemanı öyle bir sapıklaşır ki bödöööööff!! diye... yav sen bu kadar zamandır durup durursun orada, ne zaman, ne için, nasıl coştun, biriktin bu kadar be kardeşim? bar programında şampanya patlatan şempanzelere döndürdün bizi anında be! mutfak desen tam şenlik...
anne bağırır yine içeriden, '' çocuğum ne yaptın, o ses ne?''... termal kamerayı kapat anne. ''efendim?'' yok bir şey, bez arıyorum tüm bezginliğimle. tropikal bir ferahlık ararken mutfağın ebesiyle karşılaştık bilmukabele.