insanın kendini yetersiz hissetmesi toplumun suçudur. içi boş kocaman egolara sahip olarak yetiştirilen insanların erdemsizlerin çoğunlukla kasıtlı olarak yaptıkları eylemdir. yani gerçek yetersizlerin. gerçek erdem insanın yeterliliğini ona göstermekten geçer. insanın kendini yetersiz hissetmesinde ailesinin de kuşkusuz büyük bir yeri vardır ancak toplum baş çeker. insan kendini yetersiz hissettikçe ezikleşir ve her zaman en son bu ezikler güler. mühim olan kazandıktan sonra erdemsizleşmemektir.
Çalıştığım iş yerinde, işimi iyi yapıyorum ama hep işten çıkarılınca yetersiz görülüp işsiz kalacağım korkusu var içimde. Hiç bir şey bilmeme duygusu bitiriyor beni...
kimse dört dörtlük değildir anlayışının yeteri kadar bünyeye işlememiş olmasından dolayıdır. bir zaman sonra takmıyorsun zaten. fakat bu takmamayıda abartmamak gerekir. yani olduğu kadar, olmadığı kader hesabı. kimse dört dörtlük değildir lafı, size özgüven bile aşılayabilir farkında olmadan. bir bakmışsınız ki, insanları gözünüzde büyütmemeyi öğrenmişsiniz. ne mutlu.
insanın önce kendini değersizleştirmesine ardından onu böyle hissettiren hissettirmeyen her şeye ve herkese karşı duyarsızlaşıp birer et parçasından ibaret gibi davranmasına yol açan bela. Herkesin hak ettiği de bu özünde o yüzden kaçınılmaz yolun kestirmesi.
herkeste bir miktar vardır ve insanı harekete geçiren en temel, en güçlü duygudur. bir bebeği ayağa kaldırabilen ''f kuvveti''dir. ilk adımı attığı o günden beri de yakasını bırakmaz.
ve kiminle, ne ile tamamlanır, yeterli hale gelirsek de; hayat boyu ona sürgün eder hepimizi.
Maalesef gün geçtikçe olan durumdur. Muhatap olduğunuz kişi düzeyi artınca öyle oluyor. Dün birisiyle oturduk konuşuyoruz tanımadığı yok adamda bilgi genel kültür uçmuş. Geçen hafta başka birisi vardı harvırtlı çok bilgili aq