geçmişin geçirmişliğini farkında olan ve intikamın her yolunu mübah sanan insan tipidir. efenim öyle ki zamanında esir aldıkları kralları ellerinden almış olmamızın vermiş olduğu bir ukte vardır bu millette. sınıf ayrılıklarının halen içten içe devam ettiği bir milletin güzelim milletimizden üstün olduğunu düşünmesi tamamen hayal ürünüdür.
"o vals dediğiniz olay boka basmamak için yapılan çeşitli figürlerin birleşimi uleyn" nidalarıyla olaya girmek biraz abes kaçacaktır elbette ancak adamların elize'nin tarlarında takıldıklarıda bir gerçek aslına bakarsanız.
Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur...
Barış Manço'nun karşısında küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile sürekli dalga geçmekte laf sokuşturmaktadır... Cümleleri arasında " Türkler barbardır vahşidir vs..." demeye getirmektedir...
Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "yanınızda kâğıt para var mı?" diye sorar!
Bu soruya spiker şaşırır ve "evet var ama n'olacak" der... Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır...
Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkı sözlerisını söylemiştir...
Bu şarkı sözlerinın bir bölümü şöyledir:
"Beş Akif- bir Saat Kulesi iki Kule-bir Fatih beş Fatih-bir Mevlana iki Mevlana-bir Sinan" (Barış Manço / Anahtar şarkı sözlerisı / Darısı Başınıza Albümü / 1992)
Bu şarkı sözleri bir matematik sorusudur ve şarkı sözlerida adı geçen kişiler o dönemdeki Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir...
Barış Manço spikere sorar: "Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim?"
Spiker:
"General......." Barış Manço diğer paralardaki
fotoğrafları olan kişileri de sorar spikerin verdiği cevaplar hep
Spikerin bu "falanca General falanca Amiral falanca Komutan" cevabından sonra bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır...
Spikere der ki:
"Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy'dur. Şairdir... Bu fotoğraftaki kişi Mevlana'dır. Düşünürdür...Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet'dir. Adaletin sembolüdür... Bu paradaki kişi ise Atatürk'tür. "Yurtta barış dünyada barış" diyen kişidir...Bizim paralarımız bunlar... Biz Türkler ince ruhlu kibar medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına "şairlerimizin" "düşünürlerimizin""bilim adamlarımızın" fotoğraflarını bastık...
Siz Fransızlar kendiniz barbar vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der...
Barış Manço'nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler ve spikeri oradan kovarlar başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar yeni spiker Barış Manço'dan ve Türklerden özür diler programa böylece devam edilir...
fıkra bu ya fransanın champ elysee meydanına bir heykel dikilmiş. heykelde modern! giyimli bir fransız elini köylü kıyafetleri içindeki bir türk e doğru uzatmış türkün elinde ise bir dürüm ve diğer elide aletinde olarak tasvir edilmiş. fransızlar heykelle dalga geçiyorlarmış " türkler barbardır, hırpani kıyafetler giyerler yiyecekleriyle zikeceklerinden başka bişey düşünmezler" diye kahkaha atarlarmış. bir gün o meydana bir türkün yolu düşmüş, yanında da fransız biri varmış. " bak demiş bizim fransız ne kadar modern, sizinkininse aklında yiyeceğiyle zikeceğinden başka bişey yok. bizim ki ne bu halin diyerek sizinkini işaret ediyor" türk heykele bir daha bakmış ve fransıza cevabı yapıştırmış " siz yanlış anlamışsınız heykeli. bizimki dürüm yiyor, sizinki birazda bana ver diyor. bizimkisiyse sizinkine tarrağımı ye diyor"... daha düne kadar versay sarayının içine zıçıyorlardı. tuvaleti bilmezlerdi. paris sokakları o kadar pis kokardı ki bu kokuya tahammül edebilmek için dünyanın en iyi parfümlerini ürettiler. bu yüzden kendini türkten üstün görüp halt eden kişidir.