etrafınızdaki, sokaktaki muşmula kılıklı soğuk nevanelerin kıskanmasına sebep olursunuz.. siz kendinizi sevmiyorsanız bu durumdan bana ne o senin sorunun..
valla saçımın telimden ayağımın tırnağına kadar sapına kadar seviyorum kendimi bebişko.. var mı her hangi bir diyeceğin kıskanç ezikler.
Sanırım benim başaramadığımdır. az önce çöp kutusuna bakınca fark ettim. boş sigara paketi dolu. küllüğe baktım, eve geleli 1 saat olmasına rağmen 7 sigara içmişim. Bu bedeni zehirleyerek intiharımı bi ömre yayıyorum galiba. ya da fazla sıkıldım. bi insan diş fırçalamayı istemeyecek kadar hayattan soğur mu? soğudum, soğuttular!
zor zanaattir. Hiçliğin bağrına atılmış bir çizik, kanayan bir çizik ne kadar sevilebilir ki? Sevilir, değil mi? Kanadıkça bir şeye benziyor. Belki çokça çizik atılır şu hiçliğe de, kan kaybından ölür gider. Şizofrenik bir varlık serabından da kurtuluruz..
kişilik açısından oldukça önemlidir. kendisini sevmeyen insanın başka birini sevmesi pek mümkün değildir. kompleksleriyle boğuşan bir bünye çevresine ancak sinir ve öfke besler.
bir insanın kendine yapabileceği en büyük iyiliktir.
aynaya baktığında gülümsemeden edemiyorsan, somurtuk yüzüne bakıp dalga geçiyorsan, kendi kendine kalmayı seviyorsan kendini seviyorsundur. harika bir histir. herkes terketse yine yalnız kalmayacaksındır en azından .
sevginin tanımıdır. tuna kiremitçinin bir programda sevgiyi tanımlarken kullandığı kalıp.
insan aslında bir başkasını sevmez. sevmek bencil bir güdüdür. yani seni seviyorum demek, aslında senin yanında mutlu olan beni seviyorum ve bu yüzden senin yanındayım demektir. yani kişi kendini sever. işte sevmek budur.
kendisini sevmeyen insan başkasını da sevemez. kendisini sevip en önde tutmalı ki; bu dünya'da varlığını hissedebilsin, seveceği insana da hissettirebilsin.
hayatta en önemli olan şeylerin başında gelir. çünkü kendini sevmeyen insan kesinlikle bir başkasını sevemez. içinde sevgiye dair bir kırıntı olamaz. bu kadar da kesin konşurum.
haftanın en güzel gününü adamaktır kendine. en sevdiğin filmi bir defa izlemek, en sevdiğin şarkını tekrar tekrar dinlemektir herkese inat. ve bir şişe kırmızı şişeyi dikmektir kafaya.
insanlar, kendilerini kayıtsız şartsız sevemezler. sevebilmeleri için, kendilerini etkileyecek bir şey olması gerekir kendilerinde. Mesela adamın babası zengin, kendisi iyi bir aileden geliyor ve en güzel üniverstelerde okumuş, en geçerli, en bol kazanç getiren işlerde çalışan, endüstri sahibi olan, zeki olan, yakışıklı yada güzel olan, özel yetenekleri olan ve bunun farkında olan... bu ve bunun gibi bir çok takdire uygun nitelikler bulundurmalıki bünye, kişi kendini sevebilsin. Ama tabi karşılıksız sevenide varmıdır bilemem, şahsen ben hiç görmedim. Kendinde geçerli bir şey olmayan adamların, genelde kendisine saygısı olmayan, kendiside dahil kimseyi sevmeyen, bünyesinde aşağılık komplekslikleri barındıran, madde bağımlısı adamlar olduklarını gördüm daha çok...