birisi kör ebe oynayalım diyip gözlerimi bağlamış; bir süre seslenip peşinden koşturduktan sonra sıkılıp kaçmış, ben de gözlerim bağlı ortada kalmışım gibi hissediyorum.
karanlığa seslendiğimi, oyun oynadığımız sokağın bomboş olduğunu fark edip küskünce eve döndüğümde ise sarılacak kimsem yok.
sadece gözlerime bağladığı çaputun, teni kadar ipeksi dokunuşu var aklımda.
yürüyen bir ceset gibiyim. bedenim yürüyor yaşıyor ama ruhum öldü, gözlerim bakıyor ama görmüyor, kulaklarım işitiyor ama duymuyor, ağzımda kelimeler cam kırığı gibi sussam olmuyor, konuşsam olmuyor.
kalbim yanıyor ama külleri yok işte sallanmış bir kola misali ne kabıma sığıyorum nede köpürüp rahatlamıyorum. sevdiğime mi yanayım yoksa sevilmediğime mi?