bazen, öyle yüksek sıcaklık hissedersinki içinde bir yerlerde; ordan kaçmak istersin daha serin cehennemlere..
bir 70'lik binboğa öldürmüşsündür, kendinle beraber , hafızana küfrederek..
ve sarhoşsundur tdk'ya göre..
öptüğün dudağın mesanetsizliği, tuttuğun elin kendinden geçmişliği gelir, kendine faydası olmayan beynin, kadife dokumsu loplarına..
çığlık atmak istersin ve hatta bağırmak ve hatta-ül hatta haykırmak..
ama sebebi yoktur durgun görünen dalgalanmalarının..
yaşamışlık ve yaşanmamışlık arasında karar vermeye çalışırken, gözünün önünde belirir limon soslu, tuz kardeşli tequila..
ve şimdi içme, gitme zamanıdır.. ruhunun teslim edildiği sarhoş caddelere.
eşik noktasıdır deliliğin, ıq sorgulayan hanfendilerin basamak ucunda bekleyen.
ojeli ayak tırnağının bastığı kil kaplı topraktır bir de ; ruj kokulu dudakların erişilmez uzaklığı..
"kaçmak" eylemi, bazen kendine koşmak olur insan denilen zayıf varlıkta..
sen koştukça kaçar, uzaklaşır." sen" dediğin eylemler bütünü.
ağzına kadar dolusun kusmak istersin, dar gelir her yerr ,gitmek istersin gidiceğin yeri bile bilmeden öylece gitmek...ağlarsınnn öyle sebepsizzz sebepler bile sunamazsın kendine... gövden başına ağır gelir...kendin bile fazla gelir sana...