-hııgggg
+iyimisin abuziddin
-iyiyim canım hıggg
+o kadar dedim sana içme bu kadar diye
-ben iyiyimde nerde oldugumu bulamıyorum
bulursan eve yollarsın
en güzel örneğini thom yorke'un, idioteque'i canlı canlı söylerken ayyuka çıkardığı an.
bi de üstüne "i lost myseeelf" diye bağırıyor.
kendini kaybeden adam bunu bağırarak söylüyorsa kendinde değil midir?
bu da başka bir başlık konusu mudur?
bumerang'ların en karakterlisi belki ama bazen sövüleni..sapıtıp da kayıp edilen o kendi'nin, tutup da başkasına gittiğini görmedim.adres hep doğru.er ya da geç.çok da geç olmaz gerçi.adresin doğruluğu hadi tamam eyvallah da; bi git de geç gel be yavrucum...sıkkınım,bıkkınım,,maniğim ,depresifim belki,ya da hiçbir şeyim yok ,sadece ben öyle olmasını istiyorum, beni benimle bırakma giderken, başka birşey istemem ayrılırken..git işte ötelere.bulamayım bi süre,okumayım hiç bi sure.yalvarmayım da...sadece sadece kayıplık duygusu..
alkol? iyidir bunun için; uyuşturucu?-aman diyim çocuğum,ne biçim laf öyle- ,
seks?şugardır bunun için,mastürbasyon?-bir elin de sesi var diyorsun yani hacım şakirim.
müzik?onu iyi dedin.koşarken hem de, bangır bangır.
geri mi geldin olum hemen!!ulan ne bumerangsın be..neyse şimdi de istikamet tibet; git bak bakalım ben orda mıyım...
farkındalığın buharlaşıp uçması. alkol ve insan etkisi olarak ikiye ayırmakta fayda görüyorum. alkolle kendini kaybetmenin genetik etkileri oldukça fazladır ama pek bilinmez. bu yüzden alkol etkisiyle kendini kaybedenlere şefkatle yaklaşılması taraftarıyım ve farkındalıkla alakasının alkol kullanıp kullanmamakla sınırlı olduğunu düşünüyorum. bir örnek veriyim; bir arkadaşım ne kadar içerse içsin sarhoş olmuyordu... olmak için kıçını yırtsa da, tüm parasını en sert içkilere verse de olmuyordu ve üstelik olmak da istiyordu. başka bir arkadaşım ise bir birayla başka alemlere dalıyordu. aradaki uçurumun açıklaması fizyolojiktir. zaten kadın-erkek kafayı bulma farkının da sebebi temelde fizyolojik. kadınların vücut yapısının erkeklerden farklı olması, kafayı bulma hızlarını bilimsel olarak tetikliyor. kendini kaybetmenin asıl beni ilgilendiren kısmıysa insan etkisiyle kendini kaybetmek. örneğin birinin sizde aşırı olumsuz duygular uyandıracak biçimde davranması. bunun da sebebi temelde geçmiş yaşantılardır, bastırılanlar bir anda geri döner ve olanlar olur. bu yüzden herkesin kendi geçmişiyle hesaplaşıp zayıflıklarını, ar damarlarını arada bir gözden geçirmesi faydalıdır. birinin tek bir cümlesiyle kendini kaybeden insanlar gördüm... işte bu farkındalığın buharlaşmasına verilebilecek en güzel örnek. bir kaç sözcük senin iç dünyanı, kimyanı değiştirebiliyorsa bitmişsin demektir. bu durumda durup düşünmeli içimde neler oluyor diye. başkalarının sözleri, davranışları bir kenara bırakılıp herkes kendine bakmalı derim naçizane. son olarak kendini kaybetmenin vecd hali veya trans gibi farklı ezoterik düzeyleri de mevcut ancak dediğim gibi bunlar içrek bilgidir, anlatılmaz, yaşanır.
"kim olursak olalım, dünyanın hang yerinde yaşarsak yaşayalım, ta derinlerde bir yerde hepimiz bir eksiklik duygusu taşımaktayız. sanki temel bir şeyimizi kaybetmişiz de geri alamamaktan korkuyoruz. neyin eksik olduğunu bilenimiz ise hakikaten çok az!"
"ey, kendinde kaybolmuş kişi
bilmezsin , bedenin sana mezar olmuş
nefsini tanımadıkça, nefsin seni gömer olmuş." *
yavaş yavaş kişiyi içine çeken girdap. buna isterseniz alkol sayesinde, ister hapla, ister yaşadığınız yoğun hislerden kaynaklı deyin. Çoğu zaman iyi gelir, sonra bir bakmışsınız olmak istediğiniz yerdesiniz.
kendini kaybeden insanın verdiği ani kararlar sonrasında mutlu olduğu çok nadir görülmektedir, siz siz olun kendinizi kaybetmeyin, kaybetseniz dahi toparlanma sürecini es geçmeyin.
toplu taşıma kullandığım günler başıma gelen durum.
burada ne işim var bu abi kahvaltı da 25 gün açıkta kalmış ceset mi yedi acaba bu çocuk niye ağlıyor şöför konserve formuna ulaşıp bozulmamamız için üstümüze tuz atacak mı?