lise sendromundan kurtulamamış genelini 18-19 yaş grubunun oluşturduğu ve üstüne üstlük kendisinin üniversiteli moduna girmesinin hocasıyla arkadaşı gibi konulabileceğinden geçtiğini sanan acınası varlıklardır.
üniversiteye ilk başlanılan zamanlarda genelde bütün muhabbetler olmaktadır, ortam içinde konuşulan konularda lisedeki anılardır. abileri ablaları kantinde 5-10 kişilik grup gördüğü zaman bunlar birinci sınıf diye herzaman tanımaktadır onları, içlerinde adam satma olayları çok olur, kişiliği yeni yeni oturan bireyler gibilerdir.
hazırlık öğrencileridir. zil bile çalıyormuş hazırlıkta. hatta hoca tek tek ödevleri kontrol ediyormuş. imza kağıdı dolaştırmak yerine hoca isimleri söylüyormuş, onlar da burdayım diyormuş.*
dövülesidirler. misal;
derse geç kalınmıştır. okulun güzide değerlerinden biri olan asansörü kullanmak üzere, en alt katta asansörün gelmesi beklenmeye başlanır. asansör gelir. içinden inen kişilerden "her katta durucak hahaha" tarzında bir cümle duyulur. önce ne olduğu anlaşılmaz. asansöre binilir ve inmek istenen kata basmak için düğmeye doğru el uzanır. ve görülür ki, inen insancıklar binada ne kadar kat varsa hepsinin düğmesine basmış ve öyle inmişlerdir. dövmek lazımdır. ama önce bulmak lazımdır.
eğer kampüs düzeni ve yasakları hat safhadaysa, kantininde hala daha horon müzikleri çalınıp halay çeken abazalar gibi nedenler varsa haklı olan üniversitelidir.
(bkz: sakarya üniversitesi)
genelde üniversitenin ilk yıllarında böyle hissederler kendilerini. toplu halde gezmeler efendime söyleyim aşırı gürültü şekilde konuşmalar gülüşmelerle kendilerine dikkat çekmeye çalışırlar. ama ben görmedim ilk seneden sonra hala kendini liseli gören üniversiteli. o yüzden bir sene çekilirler ve sonraki sene yenileri gelir sonraki sene...
Üniversitenin ilk yıllarında pek muhtemel bu haller göze çarpar.
Elde kitap altta kot pantolon , kıl çıkmamış bir surat ve suratta geleceğe umutla bakan şapşal şapşal sırıtan bir gülücük.