Devlet memuru olmak için götünü cart diye yırtmasına rağmen kendini çağrı merkezinde kulaklıkla ilişki içerisinde bulan bir insanın öyküsü, isyanı, hoşnutsuzluğu. Böyle düşünen bir adamın devlet memuru olduğunu farzettiğimizde ortalığın amına koyma düşüncesiyle dolanıp durduğu yönünde hemfikir olduğumuz niceleri vardır illaki.
kesinlikle devlet memurlarının hepsidir. ama ayrıcalıklı olarak polisler ve öğretmenlerdir. bir türk telekom/avea çağrı merkezi çalışanı olarak izlenimlerim şunlar
polis ve ya öğretmenle konuşursan ilk lafı;
-ben polisim/öğretmenim
ee napalım amına koyim devlet zaten ağzına kavanoz kavanoz bal döküyor senin. bide siktimin 3 kuruşluk mobil tarifesinde 3 tl lik indirimin derdine düşmüş ipne onu soruyor bana. indirimi talep ederken ben polisim, ben öğretmenim diye belirtmeleri cabası. o yetmiyor bu sefer benim babamda polis/öğretmen kardeşimde öyle falan diye sülalesindeki ayrıcalıklı gördüğü insanları sayıyor bana. ne yani amk işçi nin böyle bişey talep hakkı yokta sen polissin,öğretmensin diye sana noluyor lan hıyar. her yerde ayrıcalığa o kadar alışmışlar ki egolar o kadar tavan ki anlatamam.
türkiye de devlet memurlarının hakları acilen kısıtlandırılmalı. bu gereksiz egoları, bu ciğeri 5 para etmez insanlarda gördükçe analarını sikesim geliyor çünkü.
komiksiniz ulan memur takımı. devlet memuru olmak için sikimi bile kaldırmam. köpeklik yapmaya değmez. sen benim hayatım hakkında en ufak bilgi sahibi değilsin kapat çeneni.
biz acil tıp teknisyenleri. haklı olarak vakaya çıkarken jöleli saçlarımız ve pahalı güneş gözlüklerimizi kesinlikle eksik etmeyiz. tabi etmicez lan. hayat kurtarıyoruz borumu.
ilkokul öğretmeni... nedir ya? çok abartı değil mi? çocuksun tabii anlamıyorsun o zaman. o ne havalar kardeşim? sanırsın üst düzey evren sırlarını öğretiyor. öğrencilere altın hediyeler aldırmalar vs...
