deLice geLebiLir bir çok kişiye.. kendim de bir deLi oLsam bu oLay bana biLe deLice geLiyor.. bir ara ptt'nin bir hizmeti vardı.. 2025 yıLına mektup gönderiyordunuz kişiLere, kendinize.. şimdi ptt böyLe bir şey daha yapsa kesin kendime bir mektup yazardım.. ve 2025 de eLime o mektubu aLdığım zaman ya çok güLerdim ya çok ağLardım..
sen bu satırLarı okurken kimbiLir ne haLLerde oLacaksın.. şu anda ben -2007 yıLında ki sen- gayet mutLuyum ve özgür'üm.. ne yaptığını şimdi biLmiyorum.. biLmekte istemiyorum açıkçası.. ya emekLi oLmuşsun saLLanan bir sandaLyede keyfini çıkartıyorsun yaşLıLığın ya da içtiğin sigara, kahve ve çayLar yüzünden kanserLe uğraşıyorsundur.. yazdığın bir yazıda kanseri sevdiğini söyLüyordun.. bakaLım o an geLdiği zamanda kanseri sevebiLecek misin?..
evLendin mi?.. evLiLiği pek sevmezdin, istemezdin ya onun için soruyorum bu soruyu.. yoksa bir kızın/oğLun mu var?.. ahhh tuci ahhh.. gençLiğimizde düşündüğümüz hiçbir şeyi gerçekLeştiremeyeceğiz.. bunu ne zaman öğrendin?.. umarım bu mektubu okurken öğrenmemişsindir bu durumu.. yoksa çok güLerim haLine..
eLini saçLarına attığın zaman döküLen saçLarına bakıp üzüLme.. gençLiğinde o saçLarın bir hatun'u kıskandıracak şekiLde uzun ve bakımLıydı.. gençLik işte bro.. şimdi sen zamanın seni sancıya mıhLadığı yerdesin, ben ise zamanın beni özgür bıraktığı yerdeyim..
günümüz iletişim araçları sayesinden artık insanların mektup yazmak gbi bir alışkanlıkları olmamasına rağmen yapıldığı zaman kişiyi bir derece rahatlatabilme özelliğine sahiptir...
aslında insanı rahatlatan mektubu gidip postaneden kendi adresine atmak ve sonrasında eline ulaşması değil de mektubu yazarken ki zamandır... içeriğinin ne olacağı tamamen kişiye aittir ve istediği şeylerden bahsedibilir alıcısı yine kendisi olduğu için...
belki kişi kendisinin bile gördüğü ama bir türlü düzeltemediği hatalarını bu şekilde kendi yüzüne çarpabilir, belki de tümüyle anlamsız kelimelerle doldurur boş sayfayı...
insanın kendini anlamasının değişik bir yoludur. insanın kendi ruhuna ayna tutmasıdır belkide. ama, dikkat etmek gerekir. aynaya yansıyanlar kaldırabileceğimizden ve kabullenebileceğimizden çok daha ağır gelebilir.
doğmamış çocuğa mektup yazmakla kıyaslanabilinecek olan bir durum.
entel anne: ahmet kocacım ben bizim ufaklığa mektup yazdım daha 2 aylık ama.
kamyoncu baba: hönkkk:S
kamyoncu baba: ne mektubu lan b.k kadar çocuk ne anlar mektuptan.hem daha doğmadı ki?!?
entel anne: ya sen anlamazsın bu edebi akımların hepsini içinde barındıran,aynı zamanda içsel duygularımın bir ayna karşısında yansıması durumudur.
kamyoncu baba:ne diyorsun lan kafayı sıyırdın sen gene. (bkz: bi siktir git cay koy)