kendinden "ödün" vermemek:
kişinin kendi kişiliğinin, sahip olduğu hayat görüşünün, inancın, hayata bakış açıcının her zaman sabit, net olması. yolunu değiştirmemek, tutarlı bir yaklaşım sergileyerek kendini ortaya koymak.
genelde,prensip meselesi diyen insanların sergilediği bir davranış.
fedakarlık yapmaktan kaçınan insan modeli demek çok ağır bir itham olur,
ama bazen yapılacak fedakarlık;insanın kendinden bir nebze de olsa ödün vermesini gerektirebilir.
yılbaşı gecesi kutlaması için, eşlerin parasını tüm topluluğa yüklemeyi düşünen, ancak içki içildiğinde herkesin cebinden ödemesini öneren zihniyetin tipik olarak sürekli yaptığı şey.
taktir edilecek bir durumdur. insanlara değer verdikçe kendilerini bişey sanmalari ve verdiğiniz değer karşısında terazi dengesini kaybediyorsa, kendi dengenizi kaybetmek istemiyosanız yapmanız gereken en mantıklı harekettir. ayrıca bu mantık herkes tarafından iyi bilinsede, genellikle uygulanamayan bir durumdur.
alinin külahina veliye, velinin külahini aliye gecirmekten baska bir numarasi olmayan oduncunun, ahaliden topladiği odunlari kendi adina ahaliye gazlamasina denilir.
ey türkce karakterler sen nelere kadirsin dedikten sonra devam edelim...
işte bu surete bu kişiler misal olarak camii yaptirma derneği kurup ceplerinden bin lira para koymadan ahalinin verdiği sadakalari toplarlar ve utanmadan camiyi kendilerinin yaptirdiğini söylerler.
iş bu suretle bu kişilerin tiz zamanda bostanci basi kara ali teslim edilip kelleri gövdelerinde ayrilmasi farzdir.
