çok tehlikeli olabileceği gibi çok unutulmaz da olabilecek kadındır.
ama kendinden emin olmak ile kadın kavramları bir araya gelince acayip tırsarım ben.
hayır, ne yaptığını bilen akıllı kadınlardan korkan ezik erkek travması değil bu. aksine, ne yaptığını bilen, akıllı, bilgili, dolu dolu kadın değilse karşımdaki elimi bile sürmem. güzel kadın tanımım, zekayla başlar.
ama kadın yaratığı o derece tehlikli bir ruh haline sahiptir ki, çoğu detaya önyargı ile yaklaşan çok sapıkça bir yaşam yorumu vardır bence. bilmediği, anlamadığı konular hakkında mutlaka bir lafı, edecek bri kelamı vardır ve bunu öyle bir yapar ki, sanırsınız hanımefendi konu hakkında doktora yapmış, üniversitede ders veriyor, kürsüden anfideki öğrencilere hitap ediyor, tiieeey. abla sen nereye konuşuyon ablaaa?
oysa tüm hayatı boyunca üç beş saniye ya duyup ya duymadığı konulardan bahsediyordur.
işte ne zaman bir konu hakında kendinden emin, çok bilmiş yargılar sıçan bir kadın görsem, irkilirim. diplomasını, konu hakkında konuşmasına taban oluşturacak kaynakçasını görmek isterim. hatta o bile yetmez, bunun anlattığı konuya gözlerimle şahit olmak isterim. zira bir knu hakkında gerçekten doğru bilgi ve deneyime sahip olup da konuşan bir kadına karşılık o konu hakkında zerre bilgisi olmadan, kraliçe sendromunun getirdiği çokbilmişlikle, ukalalıkla, ön yargıyla konuşan bin tane daha kadın vardır.
dikkat edin dostlar.
çok dikkat edin.
kadının dudaklarınden çıkan dili yalayın, dudakarından çıkan söze kanmayın.
