zıt kutuplar birbirini çeker hesabıyla özetlenilesi artı aşkın ten rengi, ırk, dil, boy farkı, mali durum, sosyolojik zümre gibi gereksiz ayrıntılara takılmadığını gösteren durumdur.
çünkü aşık olmak hoşlanmak; bunları kalp kendisi seçtiği için başına buyruk duygulardır.
aşkta mantık yoktur. akıl susar, insan körleşir.
(bkz: aşk kör eder)
aklın kimyası ile aşkın kimyası farklıdır.
akılla kalp hiçbir zaman, hiç bir konuda (istisnalar hariç) hemfikir olmazlar.
fakat aşk denilen duygu geçicidir.
ilişkileri ayakta tutan tek şey de saygıdır.
bir zaman sonra aşk denilen o duygu giderek azaldığında beyin girer devreye. anlaşmasızlıklar çıkar, tarafların birbirine karşı olan saygıları azalır ve eninde sonunda her şey son bulur.
o ilişki bitmeye mahkum kalır..
artık akıl kalbi yendiği için tarafların görüşleri, hayata dair bakış açıları, gelecek hakkındaki planları uyuşmazlar.
iki taraf da bunun bilincine varır ve ayrılmaya karar verirler.
yaşanması gereken bir tecrübedir. denemek görmek gerekir. insan olgunlaştıran, pişiren de odur zaten. aslolan aşktır. sâfî, mugaddî pûr-u pak bir aşk. sever hiç bir şekilde karşılık beklemeden zaten karşılık bekleyince aşk da olmaz. zor iştir azizim, yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakaldır yani. ama en iyisi meyve alacaksan kendi bağından kız alacaksan kendi dağından düşüncesi ile hareket etmelidir.
kendinde bulamadığı bazı özellikleri, potansiyeli, veya kendini tamamlayacağını zannettiği için kendinden çok farklı olan birine aşık olmak durumudur. aşk imkansızı seçmektir esasında, aşk çoğu zaman imkansız olandır. aşkı aşk yapanda budur.
normaldir. normal olmayan sadece bir kez görüp aşık olduğun kişiyi ikinci kez görme şansının olmamasıdır. Dünyadaki bütün ihtimaller biraraya gelse de onu görme ihtimaliniz hiç yoktur.