çocuklukta böyle bi hataya düşülebiliyor. sürekli kişiye normal gelen yaramazlıkları yapmak sonucu işitilen azarları haksız bulmaya sebep olup kendini üvey sanmaya varabilir *
onlara kısaca duvar işlevi gören varlıklar diyebiliriz. bağıra bağıra gerçekleri yüzüne haykırsanız bile burnu gökten aşağı inmez. dünyanın en mantıklı adamı gelse onu alt edeceği düşünülen konuşmayı yapsa yine de bana mısın demez.motora bağlamıştır artık sürekli kendi bildiğini okur. bir ara gözünün önüne geçip eller kollar sallanır; hu hu alooo orda mısın bişe diyorum dimi, denir ümitlice. ama karşıdaki yine başkalarını suçlamaya devam eder.. herkesin karşısına çıkabileceği insan(!) tipidir. bi süre sonra pes etmek ve bir daha onlara bulaşmamak gerektiği düşünülmelidir..
kendine hiç bakmayan insanlardır. bunun yanında empati de kuramaz bunlar. en belirgin özellikleri de hep karşı tarafı suçlamaktır, suç bulma mekanizmaları oldukça gelişmiştir ve durdurak bilmeden çalışır. ***
empati nin e sinden nasiplenmemiş ordu kadar çok insan sürüsü.
böylesi dünyayı kendi etrafında dönüyor sanır, her şeyin merkezinde kendi vardır. ama karşısındakine bir o kadar yoktur.
oysa ki en büyük hatanın kendini olduğunu göremeyen kişiliği beş para etmez hayssiyete sahip olmayan insanlardır. kendilerini hiç bir zaman sorgulamazlar ama asıl sorgulaması gereken şey kendi kafa yapılarıdır. bu kadar küçük bir beyne sahip olmasalar keşke yazık. bide üste çıkmaları yok mu gerçekten gülünesi bir tip. keşke biri gösterse aslında bir hiç olduğunu.
bu salaklık bence bigün hastalık olarak tanımlanacak. söylemesi hoş bir isim takarlarsa uzmanlar duyarız; "ben şuyum ben buyum" dediklerini psikopatların.
herkes baya baya hata yapar. üstelik dev hatalar. insan olmanın şartlarından biri. siktiret bunu. hatasızken güzel değilsin. kimse yara izi olmayan bir kahramanın hikayesine inanmaz.