kendi tarzın olmalı ve her anlamda kendini ifade etmendir önemli olan.
saçların, sözlerin, kıyafetlerin başkalarından özenilerek oluşmamalı.
bu o kadar öyledir ki üzerinde ne yazdığını bilmediğin kıyafetleri bile giymek ne yaptığını bilmemektir.
korkak olmakla başlar kendin olmaktan vazgeçmek.
Her zaman mümkün olmayan durumdur. Sosyolog erving goffman'a göre hayat bir tiyatro sahnesidir ve bizler rollerimize göre maskelerimizi takmak zorundayızdır. iş yerinde patronumuza ya da müşteriye karşı tavırlarımızla, aile içindeki tavırlarımız, arkadaşlarımızlayken olan tavırlarımız vs. hepsi birbirlerinden farklıdır. hiç bir toplumda %100 kendini oynayamazsın, karşındaki adama, bulunduğun ortama ve zamana göre hazırlamış olduğun maskelerden birini takarsın..
%100 kendin olabilmek için belki sadece sağlam ama çok sağlam büyük bir ekonomiye sahip olmak gerekir ancak ozaman istediğine "cehennemin dibine git, ben buyum, işine gelirse!.." diyebilirsin; ama bu bile daha kötü sonuçlar doğurabilir.. ****
insan topluluk içinde yaşar ve çevresinde olan biten her şeyden etkilenir.Bu yüzden kendin olmak, çevrede gördüğün kişileri aynen taklit etmeden herkesten bir özellik alıp onları birleştirmektir.
hata yapınca sanki o beden sana ait değilmişçesine suçlu o diyerek onu yani kendini öne sürmemektir. anlatamadım belki ama yere düşünce başkası düşmüşçesine gülmemektir aslında. daha genel açıdan; rezil olma, utanma korkusu hissetmeden olduğun gibi olmaktır.
"bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok önemlidir. onları serbest bırakmak.
gevşek olanı kesmek
insanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. daireyi tamamla. gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol."
aslında bir insan hep kendidir, kendi olamadığını düşündüğü anlarda dahi kendidir. ve kendinin gerekliliğini yerine getirerek kendi olmadığını düşünmektedir.
Mutlu olmak ile aralarında büyük bir orantı olduğu kanaatindeyim. Aslında bir nevi mutluluğundur kendin olmak. Gerek verdiğin kararlarda gerekse duygularında gerekse yaşayış tarzında. Başkalarından etkilendiğin, kendin olmaktan utandığın veya istemediğin anlarda başlar huzursuzluklar ve mutsuzluklar. Hırpalar durursun kendini yok yere. O anda olmasa bile ileride. Yazıktır.
kimsenin cesaret edemediği, delilik sanki! aman sakın! bunu yapamayıp stratejilerle kabız bir şekilde yaşarsanız hasta olursunuz, kasmayın, asla, varlığınız değerli olan sadece, ona ihanet etmeyin olur mu?
birinin boynuna asılarak durursan, karşındakini yormakla kalmaz, bir gün kendi kolların bile çekemez ağırlığını düşersin...
kimseye dayanmayacaksın! Dünya'da senin evren de! kendini geliştireceksin. Büyüyeceksin, olgunlaşacaksın. Ruhunu da aklını da bedenin gibi besleyeceksin. Önce büyük olacaksın, farkında olacaksın, sonra dünyanın zevklerinin, aşkın hayatın tadını çıkaracaksın.
Emanet hayatlara tutunup ömrü harcamayacaksın! Ne olmasını bekliyorsan; sen öyle oturdukça olmayacak! Boşuna hayal kurmayacaksın. *
Günümüzde türk örf ve adetlerinden ve hatta eğitim sisteminin başarısızlığından kaynaklanan bir kendin olamama durumu mevcuttur.Şöyle ki bir çocuk öncelikle ailesinde gördüğü tüm davranış ve düşünceleri taklit etmeyle başlar benliğini bulmaya.Sonra okulda öğretmenler eğitimleriyle hayata hazırladıklarını sanırlar öğrencilerini.Artık bir süre sonra aileler kendilerini çekmelidir arka plana diye düşünmekteyim.Eğer bu sistem doğruysa hepimiz taklit edilen kişilikler olup çıkıyoruz.Kendin olabilmek kendi düşüncelerini uygulayabilmekle başlar önce.Türk ailesinde, geleneklerinde aileye ters düşen bir davranış anında yontulur gider.Özgür düşünemeyen insan kendi olmaktan çıkar.Dolayısıyla kişi kalıplaşmış davranış ve düşünceler bütünüyle sıradanlaşır.Ve kendini bulamayan insan önüne gelen rüzgara kapılır oradan oraya savrulur sadece.Sağlıklı düşünemez ve sadece bilinç altında gördüklerini taklit ederek yaşamaya başlar.Düşünmeyen-özgür düşünemeyen- insan boştur,boş yaşar.Kişi ben buyum diyebilmelidir.
Popüler, fame olmak için bi tarafını yırtmamak, yapmacık yapmacık konuşup insanlara artislik yapmamak, erkeklerin ilgisini çekmek için fok balığı gibi konuşmamak, kızların ilgisini çekmek için aslında onunla hiç alakası olmayan kendini entel gösterecek kitaplar okumamak. Vs. Vs.
başkalarından alınmış parçalardan oluşmak değil asla.
Kendi hayatlarını yönetemeyenlerin diğer hayatlara müdahalelerine gülmek; Kokuşmuş zihniyetlerin, yalan gülümsemelerin içinde yer almaktansa uzaktan onlara seyirci kalıp korumayı öğrenmektir zamanla.