ömrün bir döneminde vakitler her insan kendini ask denen esasta ici küflü ama dışı şahane kapli olan cikolataya kaptırır kendini. kendisini hiç düsünmeden heba eder, hatta ömrünü bile tarumar etmeyi göze alir. kendini öyle kaptirir ki bu belaya tek basina golyatlari devirir...
yel değirmenlerine savas acar ve onlari yok eder,
günü gelir kahramanliklar ve mucizeler yaratir,
akla hayale gelmeyecek,
esasta akıllı adamlarin nitelendirdiği gibi;
'' bu mösyö fazla cilgin yahutta bir manyak''
evet kişi tam anlami ile bir cılgın gibidir.
ama bu cılgınlık dönemlerinde bir hata yapar;
gerceklik duygusundan uzaklasir.
karsisindakini erkek ya da kadin farketmez
dusunmekten,
onu ilahe yahut ilah yapar.
bir ruya alemindedir sanki.
uyurken duslerinde,
calisirken aklinda,
sabah kalktiğinda karbonatli cayinin sekerinde onu görür ve düsünür.
ama ne olay biliyor musunuz.
bu sahıs günün birinde o ruyadan uyanir er geç.
o ruyayi beyhude yere devam ettirmeye calisir ama,
nafiledir butun olanlar.
bir düsü vardir coktan uyanmistir artik.
önce teselliyi kadehlerde arar ama nafile,
dine tefekure verir kendini ama nafile,
işine gücüne verir o da nafile.
çünkü bütün dünyasi yikilmistir.
bir harabenin icinde dolasan uykusuz hayalat gibi dolasir durur.
hayat yollarini adimlar.
hayat bana yalan söyledi der.
ama iyi seyin fani olmasi gibi kötü seylerde fanidir.
bilmem kacinci uykusuz gecenin kalintisi olan kirisikliklar peyda olur yuzunde sinsice.
kasvetlendikce saclarinda aklar artar.
bazisi bu mertebeye bile gelmez.
oscar wilde'in o şiir'i neydi?
hani reading hapishanesi baladinda:
her insan öldürür gene de sevdigini
bu böyle bilinsin herkes tarafindan,
kiminin ters bakisindan gelir ölüm,
kiminin iltifatindan,
korkagin öpücügünden,
cesurun kilicindan!
kimisi askini gençlikte öldürür,
yasini basini almisken kimi;
biri sehvet'in elleriyle bogazlar,
birinin altindir elleri,
yumusak kalpli biçak kullanir
çünkü ceset sogur hemen.
kimi pek az sever, kimi derinden,
biri müsteridir, digeri satici;
kimi vardir, gözyaslariyla bitirir isi,
kiminden ne bir ah, ne bir figan:
çünkü her insan öldürür sevdigini,
gene de ölmez insan.
ama ne olursa olsun günü gelince bir vakitten sonra atesin basinda otururken sadece matraklikla anlatir bu durumlari.
gözlerde fer kalmamis, o genclik atesi coktan sönmüs, suratta o eski sarkinin can cekişen nakaratlari kalir.
genede ister istemez düsünmeden duramaz. yahu değdi mi diye? o kadar maceradan maceraya ve ömrümü vehime harcadim diye? degdi mi düsünür? gerci hayati ev satin almak almak için harcamak ve yiyemeceğin paralari kazanmak varken bunlar değdi mi diye düsünür.
hayata kuskun ama karekterli olmustur. ama verilen bedele değdi mi bu mertebe?
ama çünkü her insan öldürür sevdigini,
gene de ölmez insan.