bir dışavurum, bir itiraf. benim de sürekli dillendirdiğim.
zengin, başarılı, yakışıklı ve egzantirik bir kişiliğe sahip olmam sürekli bunlar hakkında konuşarak insanları sıkma hakkını bana vermez, bu özelliklerimin çevrem tarafından takdir edilerek bana söylenmesidir doğru olan.
önce dinlemeyi öğrenmek gerekiyor, ben karşımdakini dinlemekten ve onu anlamaya çalışmaktan büyük keyif alırım mesela. bu şekilde onunla iletişime geçebildiğimi hisseder onunla empati kurmaya çalışırım. kendimden, geçmişteki başarılarımdan, önceki çıktığım ünlü kadınlardan bahsederek onu sıkmam. sadece örnek olmak, onunda faydalanmasını sağlamak adına hayattaki geçmiş büyük tecrübelerimden ve yaşanmışlıklarımdan bahsedererek ona faydalı olmaya çalışırım.
bunlar ikili iletişimin olmazsa olmazlarıdır ve ben bu yüzden arkadaşlarımca çok sevildiğimi düşünüyorum.
ben de bu konuya çok özen gösteririm, dürüstlüğümden sonra en sevdiğim özelliğim budur. bir topluma girdiğimde hemen farkedilebilen dikkat çekici bir yapım var ve gören her halde bu kendini beğenmiştir diye düşünse de beni tanıyan herkes mütevaziliğimi farkederek şaşırır.
bırakın sizi diğerleri değerlendirsin ve takdir etsin arkadaşlar. benim dikkatimi çeken şu oldu ki, ben profesyonel olduğum bir çok konudan herhangi birinde dahi konuşsam biliyorum ki hemen çok bilmiş yaftasını yapıştırıcaklar. o yüzden ben önce dinler, konuşan kişinin eksiklerinin analizini yapar ve sadece hatalarını söyleyerek konuyu uzatmadan bağlarım. neden? çünkü biliyorum ki kendiniz hakkında car car konuşmanız insanları sadece sıkar.