canlılığın tesadüflerle nasıl ortaya çıktığı sorusunu cevaplamak yerine, konuyu çıkmaza sokarak problemden kurtulmaya çalışan ve ne yazık ki , 21. yüzyıl da hücrenin '' kompleks '' yapısını bilmeyen salaktır.
oysa , Cansız maddelerden canlılığın kendiliğinden oluştuğu iddiası aslında Ortaçağ a ait batıl bir inançtır. örneğin hiç alakası olmayan yerden sinek veya değişik böcekler üreyebilir. bunların kendiliğinden oluştuğunu sanmak salaklıktır. oraya bir canlı nın yumurtasını bıraktığını anlamak için bilim adamı olmayada gerek yoktur. yani , canlılık cansızlıktan değil, canlılıktan gelir. - hayat ancak hayattan gelir - kuralı , çağdaş biyolojinin temellerinden biridir.
En modern laboratuvar şartlarında, en kontrollü sistemlerle, en hassas ve sofistike cihazlarla dahi üretilmesi mümkün olmayan hücrenin ilkel ve kontrolsüz doğa şartlarında oluşabileceğine inanmaları evrimcilerin - ateistlerin akıl ve yargı düzeyi hakkında ciddi bir endişe oluşturmaktadır.
cansız maddelerden canlılığın kendiliğinden oluştuğu iddiası aslında ortaçağ a ait batıl bir inançtır. ha kuran ı kerim in muhammede inmesi 21.yüzyıla ait bir inanç değil mi yazarcık.
insan, görmüyor mu ki; biz onu, "nudfe"den(meniden) yarattığımız halde; o, bize apaçık bir hasımdır(düşmandır).
O yaratılışını unutarak, bize misal getiriyor. Ve diyor ki: "O çürümüş kemikleri, kim diriltecekmiş?"
De ki: "onu, O, diriltecektir. O, onu, ilk önce de inşa etmişti. O, her yaratmanın Alimi'dir."
kaynak:yasin suresi (36)/77-79.