Kendi ülkesini beğenmeyen zihniyetten ne beklenir ki, asıl terör budur işte. Sen bu ülkeye böyle yaparsan başkaları ne yapmaz ki, git o zaman o çok beğendiğin fransa'nın, italya'nın uşağı ol çünkü bu zihniyetler kendi ülkesinin beyi olmayı hiç bir zaman haketmezler.
kendi ülkesindeki yolsuzluk yoksulluk adam kayırma işsizlik suç oranları fakirlik tavan yapmışken bile asla eleştirilmemesini düşünen milliyetçi yazar söylemi...
(bkz: zekanın dibe vurduğu anlar)
ben de konuşmak istiyorum, benim de bilgim var , çok fikirliyim hieeheu.
yani ben buna yorum bile yapmak istemiyorum. demek istediklerimi anlayan anlamıştır zaten. anlayamayacak olanlar bu zekayla dohuz'u bile bulamaz.
Bu ülkede yaşayan hiç kimse polyana değil zaten. ülkeni beğenmemek ayrı, yönetimini beğenmemek ayrı. ben de bayılmıyorum cahil bir başbakanın böyle güzel bir ülkeyi yönetmesini ancak sonuna kadar ülkemin arkasındayım.
(bkz: konuştukça sıçıyorum)
ben hep ülkemin 3 tarafının denizlerle çevrili olmasını, akdeniz'de turunçgil, karadeniz'de çay, doğu'da kırmızı mercimek yetişmesini eleştirmişimdir.
sorgulayan bir zihniyettir.
sonra şöyle der: "ulan gerizekalı, hasbel kader bu topraklarda doğdum diye buraları sevmek zorunda mıyım?"
doğduğu yeri kimse seçmedi, kimse büyüdüğü çevreyi sevmek zorunda değil. kimse kendisine tecavüz eden amcasını sevemez di mi? evet, mütecaviz bürokrasi tarafından 80 yıldır yönetilen bir ülkeyi sevmeyi sizin mideniz kaldırabilir, belki bazılarının zulme alerjisi vardır di mi ama?
"Hiçkimseyi ve hiçbirşeyi beğenmeme hakkı vardır herkesin. Sana ne len derler adama." dedirten fikir. Herkes tuttuğu takımı beğeniyor mu, çıktığı kızı, sahip olduğu evi, hatta dur mallar için daha ileri gidiyim anlaşılsın, herkes sırf doğurduğu için anasını babasını sevmek durumunda mı?
"sen çok yanlış gelmişsin kardeş." dedirten söylem.
insanlar kendi büyüdüğü, yaşadığı yeri ne olursa olsun sever. en "nefret ediyorum buradan" diyeni bile sever. çünkü orada yaşadığı hatıralar belleğine kazınmıştır.
sevmedikleri şey, orayı cehenneme çeviren insanlar ve onların kurmaya/diretmeye çalıştığı yönetim biçimidir;
ben, bu ülkenin yollarını seviyorum. fakat o yolun üstüne hamile bir bayanı yatırıp karnındaki bebeği tekmeleyen polisten nefret ediyorum.
ben bu ülkenin ağaçlarını seviyorum. fakat o ağaçların dar ağacı yapıp "senin hakkını" savunanları idam eden yargıdan nefret ediyorum.
ben bu ülkenin insanını da seviyorum. fakat o insanı bebeklikten bir katile dönüştüren zihniyetten nefret ediyorum.
kimse çıkıp da savunmasın bu zihniyetleri.
bu ülkenin değerini bilecek insanların eline geçmiş olması halinde ne kadar değerli bir yer haline getirilmiş olacağını hepimiz biliyoruz(bahsettiğim kişiler yabancılar değil, değerini bilecek türkiye vatandaşları).
değerli insanlar ve gaz arkadaşları!..Sizin ülke dediğiniz şey salt maddeden oluşan coğrafi yapısı, yüzölçümü, manzarası vs. ise boşuna konuşuyorum ben..Ülkeni sevmeme hakkın var, çok doğal..Sevmek zorundasın ne demektir yahu..Ülkeyi ülke yapan içindeki insanları, havası, suyu, bitkisi,onu yöneten hükümeti, dili, dini hepsidir..Eee, kaç tanesi sevilesi bunların? Bi manzara ve Geçmiş senelerim için niye bu kadar sulu göz olucam..ibrahim Tatlısesle beraber ağlayın durun o zaman..
