kendi kurduğu şirketten kovulan adam

entry6 galeri0
    6.
  1. 5.
  2. --spoiler--
    Vegan YouTube yıldızı Tim Shieff, yumurta ve somon balığı yediğini itiraf edince kendi kurduğu vegan giyim şirketi ETHCS'ten kovuldu.
    https://tr.sputniknews.co...endi-sirketinden-kovuldu/
    --spoiler--
    0 ...
  3. 4.
  4. spider-man'da vardı bundan.yeşil falan oluyordu ya sonra.çocukluğuma döndüren bir başlık olmuş.gerçeği acıdır ama.inşallah kimsenin başına gelmez.
    0 ...
  5. 3.
  6. ilginç hayat hikayesine sahip adamdır.
    (bkz: http://j.mp/stvejob)
    0 ...
  7. 2.
  8. steve jobs un stanford üniversitesindeki konuşmasında da detaylı olarak bahsettiği durumdur.

    --spoiler--
    ikinci öyküm, sevmek ve kaybetmekle ilgili. Ne yapmayı sevdiğimin ayırdına erken yaşlarda varabildiğim için şanslıydım. Woz ve ben bizim garajda Apple'ı kurduğumuzda, 20 yaşındaydık. Çok çalıştık ve on yılda Apple'ı nereden nereye getirdiğimizi siz de biliyorsunuz: Garajdaki o iki kişiden, 4000'in üstünde çalışanı ve yıllık iki milyar dolar cirosu olan dev bir şirkete dönüştü, Apple.

    En iyi tasarımımız Macintosh'u piyasaya sürdükten bir yıl sonra, işten atıldım. Otuz yaşımdaydım. Sorun şimdi bana: "Kendi kurduğunuz bir şirketten nasıl çıkarılabilirsiniz?" Bu sorunun yanıtı, Apple şirketinin giderek büyümüş olmasında yatıyor. Şirketimiz büyüdükçe, benimle birlikte yönetmesi için işe son derece yetenekli olduğuna inandığım işletmeci almıştık. ilk bir, bir buçuk yıl işler iyi gidiyordu. Ancak işe kendi aldığım bu işletmeciyle giderek, gelecekle ilgili görüşlerimiz farklılaşmaya başladı. Ve bir gün, büyük bir tartışma yaşadık. Aramızdaki anlaşmazlığı yönetim kurulumuza götürdük. Yönetim kurulu onun yanında yer aldı, onu haklı buldu. Ve, kendi kurduğum şirketimden atıldım.

    Otuz yaşımdaydım ve yaşamımın merkezini oluşturan işimin dışında bırakılmıştım. Çok berbat bir duyguydu bu. Ne yapmam gerektiğine birkaç ay karar veremedim. Sanki bir önceki kuşağın girişimcilerine kötü örnek olmuşum, onları düş kırıklığına uğratmışım gibi bir duygu kapladı içimi. Elime geçirdiğim orkestra şefi değneğini düşürmüşüm gibi geliyordu bana. David Packard ve Bob Noyce ile görüştüm, işleri yüzüme gözüme bulaştırdığım için onlardan özür dilemeye çalıştım. Tam bir başarısızlık örneğiydim. Evimi başka bir semte taşımayı bile düşündüm.

    Fakat giderek, bir şeyler yavaş yavaş kafama dank etmeye başlıyordu. Kapı dışarı da edilmiş olsam, ben yine de eskisi gibi seviyordum işimi. Apple'dan kapı dışarı edilmiş olmam, bu sevgide en küçük bir azalmaya yol açmamıştı. Beni işim reddetmiş değildi ki, işimin şimdiki başındaki kişiler reddetmişlerdi beni. işime olan her zamanki sevgim yine sürüyordu. Bu gerçekle yüzyüze geldiğim an, karar verdim: "Yeniden başlayacağım" dedim.

    O günlerde pek ayırdına varamamıştım ama... Şimdi çok iyi görebiliyorum:

    Apple'dan çıkarılmam meğer, yaşamımda başıma gelebilecek en iyi olaymış. Başarılı olmanın ağırlığının yerini şimdi, işe yeni başlayan birinin taptaze heyecanı ve o heyecanının kişiyi göklere uçuran hafifliği almıştı. Bu duygu bana, yaşamımın yaratıcı dönemlerinden birine girme özgürlüğü vermişti. Sonra neler yaptığımı da anlatayım: O günleri izleyen beş yıl içinde, Next ve Pixar adlı iki şirket kurdum. Daha sonra, ileride eşim olan mükemmel bir kadına âşık oldum. Pixar dünyanın ilk bilgisayar animasyonlu filmini üretti. Dünyanın en başarılı animasyon stüdyosunun sahibidir şimdi bu şirketim.

    Olaylar gelişti, gelişti ve Apple Şirketi, benim Next Şirketimi satın aldı. Dolayısiyle ben de, ilk göz ağrım olan Apple'a dönmüş oldum.

    Next'de geliştirdiğimiz teknoloji, Apple'ın şu andaki değişiminin belkemiğini oluşturuyor. Apple bugün, bu sağlam belkemiğinin varlığı nedeniyle dimdik ayaktadır. Apple'dan kovulmasaydım bunların hiçbiri gerçekleşmezdi diye düşünüyorum. Tadı acı olan bir ilaçtır bu; fakat bence hastanın acı da olsa bu ilaca gereksinimi vardı; bu ilacı alması gerekiyordu. Kimi zaman yaşam bize tüm zorluklarını sunar. işte o an yapmamız gereken tek şey, inancımızı kaybetmemektir. Yaşamımda beni ileriye götüren tek şey, yaptığım işe olan aşkımdır. Bundan hiçbir zaman kuşkum olmadı.

    Yaşamınızda, neyi sevdiğinize ve kimi sevdiğinize iyi karar verin. Çünkü yaşamınızın ekseni, sevdiğiniz kişiyle, sevdiğiniz işinizdir. işiniz, yaşamınızın büyük bir zaman bölümünü alacaktır. O nedenle, yaşamınızın tadını alabilmenizin tek yolu, işinizi sevmenizdir. işinizi sevebilmenizin tek yolu ise, onun güzel ve yararlı bir iş olduğuna inanmanızdır. Güzel ve yararlı olduğuna inandığınız bir işi yaptıkça, o işinizi giderek daha çok, daha çok seveceksiniz.

    Henüz bulamadıysanız böyle bir iş, yılmayın, aramaya devam edin. Hangi yaşınızda olursa olsun, yüreğinizin sevdiği ve "işte, bu" dediği kişiyi sonunda bulabileceğiniz gibi, seveceğiniz işinizi de günün birinde kesinlikle bulacaksınız. Yeter ki aramaktan vazgeçmeyin o işi "Göreceksiniz, sonunda bulacaksınız onu da"
    --spoiler--
    4 ...
  9. 1.
  10. steve jobs dur efendim.tabi tekrar yıldızı parladı orası ayrı.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük