kendi kendine konuşurken kendine yakalanmaktan daha az utanılacak durum. asansöre binilir ve kendi kendine konuşmaya başlanır. ve lakin sonradan farkedilir. kendine bir de küfredilir. asansörden inilir...
sırıtarak "kimle konuşuyosun *" diyene
pişkin ve kendinden emin bir tavırla "kendi kendime konuşuyorum *" yada "bilgisayara küfrediyorum *" denmelidir.
ama illa utanılacaksa en sağlam kıvırma yolu şarkı söylemeye başlamaktır.
direk aciklama yapma geregi duyar insan...
- eee seyyyy sarki soyluyordum da ehi ehi diye iyice sivamakla sonuclanan durumdur.
karsindaki tek kelime soylemez ama yuzunun aldigi ifadeden ne dusundugu anlasilir zaten.
-ya napcam ben ya ?
-ha buldum .
-ama yok o olmaz dimi ?
-e napcam o zaman .
-off niye herşeyle ben ilgileniyorum ?
-evet yaa haklısın lan bana ne .
-ehehe çok iyi oldu bu .
baba gelir...
-olum iiyi misin ?
-ya baba napıcağımı buldum ?
-sen kendi kendine mi konuşuyosun ?
-yok baba yaa ...
-bana bak kimse duymasın .millet faruk un oğlan delirmiş der .bende o zaman seni TEMA vakfına bağışlarım .
-tamam baba .
insanın "hassiktir amk ya adam bizi nasıl gördü öff" demesine sebebiyet veren olay. bugün yunanca bir şarkı dinliyordum. şarkının müziği çok güzeldi. ulan hayret böyle bir müziği bizim türkler nasıl türkçe popa uyarlamamış dedim. gözlerimi kapattım ve şarkı çalarken içimden türkçe sözler uydurmaya başladım. " seni seviyorum kalbimi çaldın, aldın kaçtın" gibi saçma şeyler mırıldanıyorum. ama söylerken de tribe giriyorum sanki şarkıyı ben çıkarıcakmışım da şarkı çok tutucak ünlü olacakmışım gibi.. tam o sırada kapı açılmış babam da beni kesiyor. artık kaç dakika kestiyse. döndüm ve suratındaki "27 yaşında adamsın şu girdiğin triplere bak" bakışını gördüm. aradan 10 dakika geçtikten sonra da yanına geçip "baba bu yunanca çok zormuş ya, dilim bir türlü dönmedi şarkıyı söylerken... ezberleyemedim." dedim. o da beni hiç siklemeden teleziyona bağırıp "sniejder nereye gidiyo amk çocukları bir yere gitmez sniejder, bırakmayız!" dedi. "Baba çay yapayım mı?" dedim gereksiz bir şekilde yaranmak için. tam o sırada telefonu çıkarıp birini aradı ve "serkan noldu be bizim para olum, kaç ay oldu?" dedi. Ben de içimden "ulan hayatımda bir tek sen kalmışsın sen de bizi siklemiyorsun yavşak" diyip odama geçtim. babam harbiden yavşak. keşke onun yerine teyzeme falan yakalansaydım.
Konuşurken değil de kendi kendine gulerken yakalanmak. Ben çok gülerim ve sürekli birileri onlara güldügumü komik birsey olduğunu falan sanır. Oysaki o an aklıma allah bilir hangi saçmalık gelmiştir.
Evrim Ağacı "Sağlıklı Bir Aklın işareti: Kendi Kendine Konuşmak" adında bir makale yayınlamıştı zamanında. yani aslında gayet doğal olan ama kimsenin kabul etmediği durumdur kendi kendine konuşmak.
bazen o kadar kaptırıyorum ki bu olaya kendimi, kendime kanka, bro vb. şeylerle hitap ediyoum. bunu duyan annemde ciddi ciddi biriyle konuştuğu sandı. gelip yalnız olduğumu görünce hani kankan nerde diye sormuştu.