kırıklarını aldırmak için gittiğiniz kuaför gaza gelir hafiften, ama bunu fark ettiğinizde her şey için çok geçtir. saçınızın sol tarafı artık en fazla omuzlarınızdadır ve bu nedenle laf etseniz de elinize bi şeyin geçmeyeceğini bilirsiniz. sinirden yüzünüz kızarır, aynadan ölümcül bakışlar atarsınız kuaföre. o da hiç tınlamaz, bakışları gördükçe daha bi şevkle kesmeye devam eder. bitince de yüzünde gurur ifadesiyle, aynayı tutar size saçınızın arkasını göstermek için. gözünüzün önünde aynayı alıp adamın/kadının kafasında kırdığınız canlanırken, "bu kadar kısalacak kadar kırık var mıydı?" diye sorarsınız. böylece daha mutlu olur kendi kafasına göre takılan kuaförümüz. 10 cm kısalmış saçlarla çıkarken kuaförden, yemin edersiniz bi daha o kuaföre gitmemeye.
türkiye'nin geneli bu kuaförlerden olusuyor. makası eline aldıgında kendinden gecen sahsiyetlerdir. keserlerde keserler. siz ucundan dersiniz sacınızı küt bulursunuz. kat atmatın dersiniz kafanız kattan kabarmıs cıkarsınız. siz sacımın rengini cok acmayın dersiniz o aman sekerim bana bırak deyip sizi beyaz ötesi sarı yapar. aslında kuaföre gitmek burda bi azaptır kadınlar icin , cünkü dogruyu bulmak yıllar sürebilir.
bunlar öldürülesi tiplerdir, boya rengini tutturamazlar, azıcık ucundan alın saçlarımın dersiniz , bi keserler bakarsınız saçlar kulak hizasına gelmiş, boya hadi neyse belki düzeltilir tekrar boyanır( ki saçın içine eder bu durum) ama kestikten sonra kızsan da boş, dövsen de boş.. genelde düşük ücret alan kuaförler daha bi dikkatsiz (ya da umursamaz mı demeliyim) olurlar, 'azıcık para veriyon zaten artislik yapma kestik işte fazla değil miydi onun için gelmedin mi kestirmeye' düşüncesini benimseyerekten.. saç bayan için önemlidir gerçekten de , en güçlü silahıdır * o sebeple şakaya gelmez düzgün yerleri seçmekte fayda vardır, var olmalıdır, var olacaktır :)