Sen ne kadar dil dökersen dök bildiğinden vazgeçmeyen, 'sadece kısalt abi çok kesme' cümlesini 3 numaraya yakın bir tarz anlayan ve sonunda eve kadar arkasından ana avrat sövülen, yontulması imkansız bir makaslı piskopattır.
hayatı zindan eden, içinizden küfürler ettiren, karşı konulmaz bir cazibesi olduğu için kızamadığınız berberdir.
bir serap abla var kuzenimin keşfi kendisi. fosur fosur sigara içiyor içerde, birde içeri tabela asmış "burda sigara içmenin cezası bla bla bladır" filan diye. hey allahım ya. * neyse, geçen gün metroda güneş vurunca saçlarıma içimi çektim efkarlandım bir an. o ne kırıklar öyle? sanki homeless'ım da uzun süredir saçlarımı kestirememişim, bakımsız tarzan gibi dolanıyordum. saçlar da uzamış almış başını gitmiş, nerdeyse bele geliyor. kestirmeye de kıyamıyorum ama kestirmezsem de kırıklar yukarı kısımlara çıkıp iyice bakımsız gösterecek saçlarımı. malum, kızıl boya da iyice mahfetti saçlarımı.. neyse, kuzenim biliyor kesim konusunda hassas olduğumu. ısrarla sordum, kızım dedim "çok kısaltmaz dimi?".. "yok yok ne istersen onu kesiyor, sen söylersin" dedi. ulan merve ulan merve! *
şimdi ben kuaför milletini az çok biliyorum. annem eski kuaför. bendeki de ayrı bir salaklık ulan annen eski kuaför ne bok yemeye dışarı gidiyorsun? kaşındım ben zaten. hakettim bunu. kuaförlerin elinin ayarı yok bunu çok iyi biliyorum. sadece ebru abla var benim o ne kadar diyorsam o kadar kesiyor kadın bak allah için hakkını yiyemem. sen ebru ablaya gitmeye üşen git serap'a.
ben: serap abla uçlarından alcaksın ama arkası v şeklinde olcak kat gibi anladın mı ne istediğimi?
serap: hıhı tamam tamam bişey yok onda (hee bok bişey yok.. içine edeceksin o saçın)
ben: ya işte çok kısalmasın 3 parmaktan fazla kısalmasın 1 ay sonra tekrar alırsın olmazsa.
serap: yoo yoo kısaltmicam. boyu çok iyi (yaa eminim kısaltmazsın!)
kesim başlar. makasın "şılak" diye acı inişleriyle birlikte saçımdan 5 parmak kadar bölüm gitmiştir. boynumun orda yapışmış gibi bir naylonla kendimi kurbanlık koyun gibi hissediyordum. allahın rahatsızı ben sana o kadar mı kes dedim? ama daha bir şey söylemeye de gerek yok. kelimeler o esnada kifayetsiz kalıyor biliyor musun? saç gitmiş zaten ne konuşacaksın? "ayy pardon yaa dur bi dk" diyip çekip uzatacak hali yok.
kesim bitti. ağlamak istiyordum. midemde bir şeyler oldu. gözlerim buğulandı. evet piçe çevirmişti saçımı. özenle uzattığım saçım boka benzemişti. yani artık orda öyle uzun bir saç filan yoktu. kocakarı gibi yapmıştı beni. saçlarımı öne attım iki yandan. göğüslerimi bile kapatmıyordu. tekrar acı dolu saç uzatma seanslarım başlayacaktı. tekrar depresyona girip aynalara küsecektim ki öyle oldu. saçlarımı açık bırakmıyorum. açık ve kısacık olmalarını görmeye tahammül edemiyorum. aliye rona gibi dolaşıyorum ulan kaç gündür! o saç kimbilir kaç ayda eski haline gelecek? düşünmek bile istemiyorum.
bir daha da serap abla'da saç kestirenin şu sözlükte bir entry yazması nasip olmasın lan..
- otur abicim. nasıl keselim?
+ abi yanları makineyle al, geri kalan kısmı da makasla biraz kısalt.
- nasıl yani?
+ abi yanlar 5 numara olacak, gerisi de biraz kısalsın işte.
- tamam abi. czzzzz......tttttt... (direkt saçımın ortasına makineyi vurur) iyi mi böyle?
+ ... abi naptın sen ya? off yaaa ben öyle mi dedim. yanları makineyle alacaktın sadece.
- sen böyle istemedin mi abi?
+ offf. hadi kes abi artık bi de iyi mi diyosun. geri dönüşü mü var artık? vur hepsini 5 numaraya.
- bismillah!
+ off abi ya bok gibi oldu. yarın okulda herkes dalga geçecek şimdi.
- güzel oldu güzel. elin yüzün açıldı. (çırağa seslenir) yiğit! olum ordan ayna getir arkasına baksın beyefendi.
+ istemez istemez.
sonra noldu tabii. saçım bok gibi oldu diye 2 hafta boyunca kız arkadaşımla görüşmedim belki de 3 haftadır bilemicem. arkadaşlarım ölesiye dalga geçti. hatta tam bi gün önce saçını 3'e vurduran bir arkadaşla baya bir dalga geçmiştim. ertesi gün beni öyle görünce şok oldular doğal olarak. ee gülme komşuna gelir başına. okul dışında eve kapandım resmen bu hıyar berber yüzünden. dışarı çıkarken de nisan ayında* kafama bere geçirdim ve merakla beni süzen gözler arasında şapşalca gezindim. o değil de benimkini bildiğin 2'ye vurmuş öküz oğlu öküz. 3'e vurduran arkadaştan daha kısaydı nasıl oluyorsa. bu yazı da baya bi boka sarmaya başladı sözlük. 3'e vurdurmak, 2'ye vurdurmak felan ayıp şeyler. bizim kaşar bi nalan vardı. o da 5'e vurduruyordu isteyene.
neyse tabi bu lisede yaşandı. 2 senedir berbere uğramıyorum. bi daha da gitmem askere kadar.