malesefki şöyle bir durum oluştu Ülkemizde...Bütün iman sahipleri akp'yi savunmalı.AKP'ye oy vermezse kendi müslümanlığını sorgulayacak hale gelmiş, cok cahil bir kesim var...Aksini düşündüğünde kendini suçlayan insanlar gördüm ben.Oy kullanmaya gittiğimde teyezenin biri aynen şunu söyledi'müslümansak oyumuz belli'...Cahil kesim bu trene çoktan binmişken,okumuş kesimin bu trende ses çıkartamama çabasına hiç şaşırmıyorum..Onlar ayakta kalabilme vede akp nin içeri tıktıkları olmama derdindeler belkide..Ben Akp'yi çok iyi bir pazarlamacı olarak görüyorum.Hangi kesimi neresinden vuracağını çok ıyı bılıyor..Genç nesilE ÇOK iŞ DÜŞÜYOR AMA ,BEN ARTIK UMUDUMU YiTiRDiM..bu adamlar 2023'e kadar daha neler yapar neler..insanların, iman duyguları ile sızlattıkları, vicdanların üzerinden daha çoook şeyler kazanırlar.
Cemaate mensup veya destek veren,oluşumun üst tabası ve kökünden bir haber sade vatandaşta son on senedir vuku bulan lakin önümüzdeki süreçte değişmesi muhtemel ve değiştirilebilen bir şey olması korkunç olan inanç.Bir ümmet yönetiminin Sade vatandaşın idrakını kendi imanından şüphe edip bir siyasal partiden şüphe etmeyecek kadar yönetebilmesi,Kamuoyu oluşturmakta bu denli güçlü olması,o sade vatandaşın sadeliği kadar dikkate değer.lakin bundan sonra olacak olanlar,hem cemaatin hem sadeliğin asıl keskinliğini ortaya koyacak.bu ümmet yönetiminin siyasal yönünü değiştirmesiyle ilkinden çok daha büyük bir güç gerektirecek olan,öğrettiği bir bilgiyi değiştirebiliyor oluşu,herhalde toplum bilimcilerin üzerine yüzlerce tez yazabileceği tarihsel bir vaka olacaktır.Olaya siyasal olarak bakıldığında,cemaatlerin hızlı ve evrensel boyutlara varan gelişimi hayretle izlenirken sorulan ''Amerika mı cemaati kullanıyor,cemaat mi Amerika'yı?''sorusundan vazgeçiip ''Cemaat mi siyaseti kullanıyor,siyaset mi cemaati?'' sualleri gündeme gelecektir.
Kişi bazında düşünülürse,herhangi siyasal veya sosyal oluşumu kutsallaştırmak,onu kendi benliğinin ve idrakının önünde konuşlandırmak,bazen derinlemesine sayılacabilecek araştırmalardan,bazen de tamemen bilgisizce geliştirilen ''akıl'' yürütmeleriyle mümkün olabilir.Burada garip ve korkunç olan,''bir kesimin'',halkın büyük çoğunluğunun inançlarını,kabullenmelerini kendilerinin uygun gördüğü kadar bilgiyle ve o şekilde oluşturabilmesi;ve hatta ihtiyaçlar değiştiğinde dün öğrettiği ne varsa unutturup yerine başka şeyler koyabilmesi.Acı olan ise,bilinç dünyasında birileri sörf yaparken,büyük kitlelerin dün ile bugün öğretilinenler arasındaki çelişkiyi sorgulayamayacak,''bir dakika ben de sizin gibi insanım,ben de düşünebilirim,benim de kendime ait fikirlerim olabilir'' diyemeyecek oluşu.