insanın Yaşamını, kendi varlığında özsel olarak bulunan karar verme yetisini dışlayarak sürdürmesidir; insanın yaşamının sürdür"ül"mesidir.
Zamansallık yalnızca zamanla var-olma olarak varoluş kipi değildir, aynı zamanda bir faniliği de temsil eder. Zamansal olan her varolan fanidir. Burada fanilikten kastım bir öteki dünya değil, temporalite olarak fani.
insana ait olan böyle bir varoluş kipi, yaşanan her şeyin ikinci kez karşılaşılacağının garantisini yok eder ama yaşananın etkisinin devamlılığını ise kesinleştirir. Zira eğer olumsuz bir karşılaşmanın ikincisinin yaşanacağına dair kesinlik olsaydı, ikinci karşılaşma geldiğinde ilkinin etkisi yok olurdu lakin böyle bir garantinin yokluğu yegane karşılaşmanın tesirini daimi kılar.
Hal böyleyken kategorileri olmayan ve varoluşan insan herhangi bir durum karşısında tamamen sorumludur. Bu sorumluluğun yükünü çoğunlukla, bu durum karşısında daha önceden alınmış kararları ve geleneksel olanın ifadesini tekrarlayarak atmaya çalışırız. Zira bizden üstte olan bir akıl (tanrı dahil her üstün karar mercii) kabul etmek ve buyruklarını yerine getirmek bizi rahatlatır: böylece sorumluluk atılmış olur.
Ne var ki başta belirttiğim zamansallık bunun karşısına dikilir ve bir nihayete işaret eder, anın kıymetini ve anda varolan insanın karar verme yetisine dikkat çeker. Zira adımıza karar veren şey ya da tekrarlanan kararların sahipleri bizim o andaki karşılaşmamızın sorumluluğunu almaz, biz kararı başka şeyleri baz alarak versek de hemen ardından sorumluluk bize geçer. Bu yüzden inisiyatif zorunludur. Bu, Varlıksal bir zorunluluk olmasa da yegane ve daimi sorumlu olan insanın sorumlusu olduğu şeyin kendi kararları olması için zorunludur.