zaten dengeli, ölçülü bir kişiliğe, davranış üslubuna sahip olmayan, düğün sırasında aldığı alkolün, düğünün başlangıç ve öncesinde yaşadığı stresten artık kurtulmuş bulunmanın verdiği rehavet hissi ve coşku ile, halayda başı çekip, bacaklarını neredeyse tavana deydirecek kadar yukarı kaldırarak ve yakın masalardaki utangaç konukların hemen hemen ağzını burnunu kıracak bir süratle savurarak, elde mendil, kan ter içinde tepinen, rahat rahat oynasın diye tek başına olimpiyat stadına bıraksan gidip kale direklerini devirecek, gelinin kaygılı bakışlar eşliğinde takip ettiği coşkun, dengesiz damat.
enerjiyi erken tüketme ihtimali yüksek damattır. yatağa girince yengeye götünü dönüp uyursa ilk gün sendromu yüzünden problemli günlerin başlayacağının habercisidir.
ayıdan ziyade iki yana açılmış, yere paralel kolları; yukarı aşağı hareket ettirerek (bak hiç bir şekilde parmaklarda şekil yok gayet hepsi yanyana ayrılmaksızın birleştirilmiş bir şekilde!) 10dakika bu şekilde oynayan; aha birazdan havalanacak dediğimiz anda belin alt kısmı sola, omuzu sağa ve tam tersi şekillerde yılan dansına başlayan; ardından da kafayı bi ileri bir geri oynatmasıyla beni benden aldı bu damat. bu dansı da 'yorganda kene var,kopar kopar gene var' diye 9/8lik bir şarkı eşliğinde başarıyla sundu bize.
şarkı bile hayvanlar aleminden, ayı gibi oynamayacak da şıkıdım şıkıdım mı oynayacaktı. aslan gibi kükremesini de bekledik ama olmadı tabi...
gerçektende yaşanan olaydır. dayı kızını evlendirirken damat manyak gibi oynuyordu. neredeyse takla atacaktı enişte be. eniştenin ablası "durrrr murat neeapıyorssun" diye sorduğunda "ablaa durr ben 27 yıldır bu günü bekledim, bugün oynamayacam da ne zaman oynayacam" demesiyle milleti kırıp geçirmiştir.
(bkz: tutmayın küçük enişteyi)