bir şeyler üretmeyi ihtiyaç haline getirmiş bir sanat tutkunu olarak farklı şeyler yapmaya zaman bulamayacak kadar yoğun bir dönemdeyseniz eğer; başınıza gelebilecek bir durumdur.
Mezun kaldığım için ders çalışmaktan öykü yazmaya, bir şeyler çizmeye, gitar çalmaya zaman bulamıyorum ve sonuç olarak beynim yolda, tuvalette, orda ve burda sürekli kendini ifade etmeye çalışıyor ve bana tuhaf şeyler sunuyor. ders aralarında sıkıntıdan latincenin ve türkçenin eksiklerini kapatmaya çalışan karma, basit gramerli bir dil üzerine çalışıyorum. daha sonra kelimeleri insanlığın ortak hafızasından karmaya başladım. yani bu dil tamamen tüm dünyanın. ha bir de lanet olsun ki kafamdan çıkıp bir yerde şekillenmeden de rahat edemiyorum böyle şeyler. o yüzden ey insanlık; elimin altındaki bu ufak sözlük yazarlığımı kullanarak size yeni bir dil sunuyorum. artık hiçbir millete bağlı olmadığı için uluslararası ortamda ''ingiliççe bilsem de kendi dilimi konuşurum!'' diyen idealist siyasiler mi kullanır, yoksa uzaylılarla konuşmak için mi kullanırsınız bilmiyorum. (ya da kullanmayın olum umrumda değil.)