delik dondan çıkan adam.
şimdi tamam, tarafsız olmaya çalışıyorum.
herşeyi KENAN evren'e yüklemek, herşeyden onu sorumlu tutmak, "hayallerimizi çaldın, geleceğimizi çaldın, allahından bul" tarzı ağlak bir dille böyle, birazcık çocuksu..
ama kardeşim!
ben naçizane çiçeği burnunda bir çtl öğrencisiyim, türk edebiyatı, türk dil kurumu filan, bunlarla da ilgim oluyor haliyle.
derste gördük.
neden böyle işlevsiz bu tdk? neden böyle bir boka yaramıyor?
çünkü efendim, 80 darbesinde bu kurum da kapatılmış!!
işlevsizleştirilmiş!!
sıçmışlar tdk'ya da anlayacağınız..
hangi taşı kaldırsam bu darbe bokunun izleri, nerede bir yamukluk, bir yavşaklık varsa, bil ki o da darbe zamanında müdahale edilmiş bir oluşumdur.
yeter yahu. bu ne böyle. kabus mu bu?
her hakkında birden çok sayıda entry sayıda entry gördüğümde öldü sandığım, fakat dünyaya kazık çakmasına ramak kalmış eski genelkurmay ve cumhur başkanı. yeni ne olduğu konusunda bir fikrim yok; ressam falan olabilir... türkiye yakın tarihinde önemli bir figür olmakla birlikte kısa bir dönem hariç türkiye evren'in cumhuriyeti olmamıştır ve hatta ülkenin şu anki konumunu kendisinin ne öngörebildiğini ne de istediğini sanmamaktayımdır. ülke, bu kişinin getirdiği anayasaya rağmen kargaşa ortamı bertaraf olduktan kısa sürede kendisini kendi yönetiminden tasfiye etmiştir.
türklerin türk askerine allerji duymasına sebep olmuş, yerli hitler(solcu soykırımı).16 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp astırmış, mezarda ters dönebilir insan.
kenan paşa bir gün bodrumda lüks bir restorana gider yemeğini sipariş eder beklemeye başlar birden bir koşturmaca garsonlar bir oraya bir buraya koşturur aralarında paşa gelmiş paşa gelmiş diye fısıldaşırlar. merak eder kenan paşa sorar garsonlara kim geldi evladım paşa geldi efendim der garson. ve zeki müren gelir. kenan paşa davet eder masasına. derki paşa geliyor dediler merak ettim sizi görünce şaşırdım. zeki müren şöyle cevap verir paşam siz onlara aldırmayın onlar ibne diyemediklerine paşa der.
yargılanma ihitmalini "halka referandumla karar versinler" şeklinde yorumlayan üstüne de "hodri meydan" demekten geri kalmayan komedyen, ressam, kasap, faşist bilimum vesaire..
an itibarıyle sol frame'de ağaç fobisi bile görmüşken kenanfobia nerde demek isteğimi uyandırandır. insan olduğu dost meclislerinde dilden dile dolanır.(hemen yanlış anlaşılmasın bu kadar güzel ülkeyi istikrar kavuşturan bi varlık insan olamaz anlamında bir diğeri için:
(bkz: tayyip erdoğan)
(bkz: kenanfobia)
12 eylülde yönetimi ele alan genelkurmay baskani, daha sonraki cumhurbaskani. kim ne derse desin 12 eylül darbesi hakliydi ve olmaliydi. anarsiye , sagcilarin ve solcularin birbirini öldürmesine ancak ordu dur diyebilirdi. yaptigi hatalari belki o zamanin sartlarinda baskasida yapacakti, belkide fazlasiyla.
"insanları asarken haksızlık yapmadık. bir sağdan, bir soldan astık" diyen kişidir.
korkudan camlara çıkamadığımız, annemin beni son saniyede kurşundan kurtardığı dönemi darbe yaparak bitiren mükemmel insandır. ne kadar yanlışlar yapmışsa bile her daim iyilikle andığım kişidir. milletimin askeridir, cumhur başkanlığı yapmış, adam gibi adamdır.
genç çocukları astı, amerika başkanı bizim çocuklar dedi gibi şeyler söylemeyin. anarşiyi amerika körüklese bile o bahsettiğiniz genç kişiler de gaza gelip anarşinin kralını yapmışlardır. kimbiler belki de onlardan birinin kurşunuydu akraba sayımı azaltan. o anarşi dönemini yaşayacağıma elli bin kere askeri darbe yapılsa daha iyi.
not: 12 eylül öncesini yaşamayan kişiler, kulaktan dolma bilgilerle kenan evren'i kötülemektedir. önce ebevyninize sorun o dönemi, yaşıtlarınıza ya da mensp olduğunuz parti örgütlerine değil. bu kişiyi hem sağ, hem de sol örgütler kötülüyorsa vardır bunda bir iş deyip araştırınız.
sorun şurada; 12 eylül öncesi tüm durumu gene bunlar hazırlamıştı. üstelik aradan yıllar geçtiği halde adam inkar ediyor durumu, hayır biz unutkan bir toplumuz sen kalkıp "ben o zaman amerikan köpeğiydim, şimdi değiştim" dersen bu halk seni alkışlardı. hani değiştin ya, o mantıkla. 12 eylül öncesini yaratanlar, 12 eylülcülerdir. bu yüzden yargılanmak zorundalar, eninde sonuda, ölseler dahi.
ah nerede o milletin birbirine kurşun yağdırdığı, okulların zapt edildiği, meclisteki demokrasi üstadı kişilerin ülkedeki iç karışıklığı çözemediği günler... nerede akşam sokağa çıkmaya çalışmanın hayati riskk taşıdığı o günler...
darbe yanlısı biri değilim fakat, tarih o günün şartlarına göre yargılanır. darbeden sonraki uygulamalardaki ayarsızlığı da savunmuyorum ancak, ülkede kardeşin kardeşi kestiği ortamın geçmesi için ne yapılabilirdi? o büyük kaos nasıl bir çözümle alt edilebilirdi?
madem çok zekisiniz, çok biliyorsunuz zihninizi -veya okuyup da bildiklerinizi- 12 eylül 1980 öncesine götürünüz. 11 eylül 1980'de ülkede nasıl bir yol izlersiniz? buyrun beyler yönetim sizin.
bilmem kaç yılında bilmem neyi dayanak göstererek bilmem ne çocuğu olduğunu gösterip ülkeyi bilmem nereye sürükleyen şimdi bilmem nerde halen bilmem neyle uğraşarak değiştiğini bilmem ne iddia ettiği ülkedeki bazı bilmem ne çocuklarının da buna kandığı bilmem kaçıncı cumhurbaşkanı.
'anayasadaki 15. maddeyi ben öldükten sonra değiştirin' diyen yarın yine en büyük bedduaları alacak olan insan. Ulan ölsün diye dua ediyorum ama bu adamın yaptıklarının söndürdüğü hayatların hesabını vermeden ölecek olması da koyuyor insana.
bazilarinin hayatinda bir sivrisinek kadar onemsenen * ; bir $ehir coplugu kadar yer kaplayan insan. bu kadar fazla yer kaplamasi sevildiginden degil sanirim.