sürekli bir şeyleri devirir , kırar sonra süt dökmüş kedi gibi pısarlar bir köşeye.
hani bildik bir hikaye vardır ya..
babası çocuğundan gün içinde kalbini kırdığı insan kadar çivi çakmasını ister tahtaya , bir ay sonra o çivileri çıkarır da gösterir ya çocuğu orada o izlerin kaldığını.
öyle.
bizim oralarda ''sonrasında özür dileyeceksen , yapma'' derler , sözlükte yap yap sonra özür dile demişler.
o da olur. -kabullendim bak , ay ne şeker çocuğum-
bir şeylerin çivisini çıkarttıktan , bir şeylerde izi silinmeyecek hasarlar bıraktıktan sonra..
hakikaten aramızda bir özürün lafı olmuyor yahu. olmamalı.
hani bir laf vardır , bazı insanlar şerefleri için yaşar diye. gurur olmalı ya , yüz olmalı.
dönüşü olmayan ya da telafisi imkansız hatalar yapmak sonra da af dilemek , yüzsüzlük değil mi ?
hamiş : bizim oralar dedim ama tövbe haşa..ağa babaları bellidir , bize süt döküp pısmak rolü verilmiştir.
o zamanlar bas bas bagirip "her yerde insanlar vuruluyor, sokaklar kontrolden cikti, toplum sag-sol diye bolundu, birileri mudehale etsin" diyenler ve darbeye destek verenler, simdi buyuk demokrat kesilmis, 30 sene oncesini yargiliyorlar !