normal bir durum. darbeciler anca darbe döneminde iktidardayken usulen saygı görürler. sonrasında da tarihe düşülmüş kötü bir not olarak hatırlanırlar.
ben darbe yapanlara saygı gösterecek değilim... ama saygı gösteren var ise karışmam, beni ilgilendirmez...
özellikle "kenan paşalı" fıkraları da çok severim... hatta bir aralar çok modaydı!
Yok, ben kimseye fıkra üzerinden hakaret edecek de değilim, ama dalgamı geçerim kardeşim kimse karışamaz...
Yaşı tutanlar hatırlayacaklardır yada bir yerlerden duymuşlardır, Kenan Evren, henüz cumhurbaşkanı değil ama cunta ve devlet başkanı olduğu dönemde adım adım Anadolu'yu gezermiş...
Her gittiği ilde de oranın nabzına göre olduğunu düşündüğü birtakım şerbetler verirmiş. Diyelim Konya'ya gitti, "ben de imam çocuğuyum" diye söze başlarmış. Rize'de "ben de denizci çocuğuyum", Adapazarı'nda "ben de köfteci çocuğuyum" gibi...
bazı hergeleler de fıkra üretirmiş bu durumda;
"Evren'e danışmanları demişler ki, aman paşam, sakın Soğukoluk'a gitme!"
Başka fıkralar da vardı;
"Evren kanser olmuş, doktora demiş ki, aman doktor, raporuna ne olur 'siroz' yaz!"
Ya da: "Eşinin kaybından sonra Evren yeniden evlenmek istiyormuş, fakat adı Latife olan bir hanım arıyormuş!"
bir aralar denk gelmiştim;
Şili diktatörü Pinochet'ye sormuşlar, "turşu mu daha zor kurulur, cunta mı?"
"Turşu" demiş Pinochet. "Neden?" demişler.
Pinochet demiş ki, "turşu kurmak için bir sürü hıyar lazım, fakat cunta kurmak için üç hıyar yeterlidir!"
Bu fıkrayı Kenan Evren'e yetiştirmişler, çok kızmış.
Gazetecilikle ne ilgisi olduğunu hiçbir zaman öğrenemediğim gazeteci Ali Baransel o dönemde Çankaya'nın basın danışmanıymış... Şöyle yatıştırmış:
"Paşam, fıkrada beş hıyar demiyor ki, üç hıyar diyor, sizinle ilgisi yok!"
Fıkra gibi ama ikinci bölümü gerçekmiş...
herhalde bunu yazanlar , "Evren bile ne kadar hoşgörülüydü bu konularda" demeye getiriyor ve onu kurtarmaya çalışıyorlar. Hayırlı olsun.
dediğimiz gençliğin büyük bir kısmı malesef ki adı geçen şahsın yazdıgı anayasa yüzünden hala demokratikleşme çabalarına kurban gidiyor. bugun hala bu gençlik kenan evrenin yapmış olduğu 80 darbesinin etkilerini üzerinden atamamaıştır. kenan evren denilen dikta-terörü başına saygımı??? başlığa yazık! yazılan kelimelere yazık!!
erdal eren'e saygı duyan gençliktir.
Kenan Evren 17 yaşındaki çocuğu usulsüzlüklerle astı diye mi saygı duymak gerekir?
onu 'asmayıp beslememiz' bile bir lütuftur.
Eğer Erdal Eren'lere acımadığı için biz onun insanlığına acıyorsak ve bu yüzünden saygısız olarak anılıyorsak, özür dileriz. söyleyin ki gençlik saygısızlığa devam ediyor.
demokrasi ve barış adına gerçekten büyük adım atan gençliktir. haksız yere insanları öldürmüş ve yaptığı darbe ile ülkemizi gerilere sürüklemiş bir adam için doğru adımı atmış olan gençliktir.
12 eylül politikaları sayesinde yaşadığı ülkenin sorunlarından bihaber nur topu gibi bir genç nesil doğurmuş, böylece gençlerimizin vatanı için mücadele ederek, bağımsızlık, özgürlük, eşitlik diye haykırarak hapislerde sürünmelerinin, işkencelerden geçmelerinin önünü bir nebze de olsa kesebilmiştir.
tek derdi giydiği ayakkabının ne kadar beğenileceği, yüzünde çıkan ergenlik sivilceleri olan bir gençlik doğurmuştur.
insan bildiği kadar mutsuzdur.. düşüncesinden olsa gerek bilmeyen, merak etmeyen, sorgulamayan, düşünmeyen "mutlu" bir gençliğin doğmasına hizmet etmiştir..
öyle ki 30 senedir sıkılan kurşunlardan bile bihaberdir bu gençlik.
okul kampüslerindeki kavgalardan bihaberdir..
12 eylül de işkencede katledilen kaybedilenlerin ardından bu kayıpların bu ölümlerin, bu işkencelerin günümüze kadar sürdüğünden habersizdir..
günümüz gençliği bunlardan bihaber olmanın verdiği hafiflikle sürdürdükleri bu "mutlu, huzurlu" yaşamlarını kendilerine borçludur.
iyide bunlar asker .politikacı değil. yara bir daha kanamasın diye sert pansuman yaparlar. bu askeri mentalitedir.
bir yerde faydalıda olmuştur . gençler 30 senedir birbirine sağcı solcu diye kurşun sıkmıyor.
okul kampüslerinde kafatasını ölçmüyorlar.
ya da üzerinde türk bayrağı figürü var diye solcu itler toplu halde erkek olmuyorlar.
tamam kötü gidişi bir dur demiştir, sonrasında memleketin anasını ağlatmadı mı bu adam. darbe yaptı adam darbe, yani silah zoruyla sana dur dedi. kafana dipcikle vurup susturdu. yani şimdi diyorsunki ey postalların altındı ezilen kardeşim, kafana postalla çöken adama aygı duy. saçmalamayalım.
Kenan Evren ve Cuntanın yetiştirdiği gençlik profiline uyan bir insan daha neden saygı göstereceğini dahi bilmediğinden saygı gösterir. Bu gençlik profiline uymayıp, sorgulamış bir genç ise saygı göstermekten çok daha farklı şekillerde anacaktır Kenan Evren'i.
kendisi müdahalede bulunmasa idi bir kaç yılda daha 15-20 bin genç daha ölür solcu sağcı ibnelerde götlerine kına yakıp leşlerin üzerinde halay çekerdi.
devrimcilerin kanlı devrim süreci teorisine darbe yaptığı için ayıp etmiştir. bıraksaydı solculara ülkeyi bir mao bir stalin elbet çıkar kültür devrimi diye şöyle bir milyon kişiyi asar keserledi.
bu gençlik öküzdür. tarihi okumadan papağanlığı çok sever.
12 eylül hatalıydı. daha hatalı kısım 11 eylüldü. malesef her iki durumdada kaybeden türkiye oldu.
yapılacak olan anayasa değişikliğiyle yargılanma sürecine girebilecek olan devlet adamı kenan evren'e kendi siyasi görüşünden ötürü saygı duymayan kesim
gençlere ne verirseniz onu alırsınız. gençlerin insanca yaşama hakkına saygı duysaydı, saygı görmeyi bekleyebilirdi.
türkiye'nin ve türk halkının başına gelmiş en büyük felaketlerden birisi olan netekim kenan, gençlerden kendisine saygı duymalarını değil, korkmalarını bekliyordu. bu yüzden yaptığı zulüm ve diktatörce uygulamalarla bir korku cumhuriyeti inşa etti. arkasından başımıza musallat ettiği özal, çiller gibi amerika valileri de işkence, gözaltında kayıplar ve her türlü insan hakları ihlaline dayanan bu korku cumhuriyetini devam ettirdiler. o yüzdendir ki koltuğu kaybettikleri anda içlerine bir korku düşüyor ve 24 saat koruma ordusuyla, yüksek duvarların arkasında saklanıyorlar. yaptıklarıyla, kendi kendilerini dört duvar arasına hapsediyorlar. hiç birisinde ahmet necdet sezer gibi markete alışverişe gidip, kasiyerin önünde kuyruğa girecek cesaret yok. çünkü korkuyorlar. çünkü korkuya dayalı bu ülkeyi kendi elleriyle onlar inşa ettiler.
tekel direnişine saygı gösterip okuldan atılanları da var bunların.
baskılara, işkencelere, kayıplara, topyekün bir kuşatılmışlığa saygı göstermek varken, neden güvencesiz çalışmaya karşı direnenlere saygı gösterirler anlamam!