yazmayacaktım, çok da sağlam söz vermiştim fakat öyle bir adam öyle bir entry döşemiş ki şaşırdım. ağzım bir karış.
kenan evren e acımak,
evet (bkz: kenan evren) e acımak ancak bizim gibi merhametli, vicdanlı, insani duygularını yitirmemiş bir milletin evlatlarına özgü özelliktir. demek isterdim fakat olay böyle değil olay şudur.
kenan evren den nefret ederdik, şahsen ben 28 yaşında bir er kişi olarak gerek çevrem gerekse, okuduğum kitaplar, ülke geneline baktığımda yaptığım gözlemler ile bu adamı sevmem imkansızdı. ha seviyor muyum şidmi? tai ki hayır!
insanların şu an kenan evren'e acıması ise tamamen şu sebeptendir.
"o da artık en az bizim kadar aciz"
evet şu an ona dokunabiliyoruz, iyi kötü en azından;
"mahkemeye çağırın kafama sıkarım" sözünü köküne kadar yemiş durumda. ve şu an ona acıma sebebimiz bu, onus evenlerin kendine yakın bulanların ona karşı hislerinin sebebi bu.
bundan yıllar önce sorsaydık herkes asılması kesilmesi lime lime edilmesi taraftarı idi çünkü dokunulmazdı, erişilmezdi, türkiye nin yüzlerce farklı yerinde hala daha mülkleri olan, yerleri, evleri, sokakları olan bu adam şu an bu olanlarla yad eski bir cumhurbaşkanı sıfatı ile değil.
aciz,
korkak,
söylediklerini yemiş bir şekilde karşımızda.
kendisinden zerre hazetmedim hazzetmem de ve aynı şekilde; bütün yapılanları unutup, biraz güç kaybetti diye bu tarz kişiliklere acıyan insanlardan da hazzetmem.
yargılanacak ve umarım hak ettiğini alacak.
buna inanmak istiyorum. gerekirse o dört duvar arasında gebersin, gerekirse, dava esnasında eceliyle fark etmez...
fakat şunu unutmasın ve unutmayın ki orada sadece hakim ve savcı karşısına çıkmayacak. yarın bu adam bütün devrimcilerin,
yok yere yakılanların,
sehpaları yıkılanların,
yüreği paramparça anaların,
yeğenlerin,
ablerin,
babaların karşısına çıkacak.
tabi eğer o korkusunu yenip evinden katılmazsa,
ayrıca o koca kurt, eyyy gidi yaşlı, heybetli, koca çınar...
nerde o heybetin? sen konuştun attın tuttun bol keseden " kafama sıkarım" diye ama şu an nerdesin ? hani yoksun?
evinde tiiirtir titrerken, "bu dava uğruna ölürüm" deyip gözünü kırpadan kendi sandalyelerine tekme atanları hiç düşünüyor musun?
