--spoiler--
Ünlü bir yazar olan Michael Noonan karısının ani ölümüyle adeta hayata küser. Ne yaptığı işe, ne de çevresine karşı bir isteği kalmıştır. Tüm bunların yanında yaşadığı yalnızlık duygusu beraberinde bunalımları ve kâbusları getirir. Her gece Sara Laughs adını verdikleri yazlık evlerini rüyalarında görür. Karşı koyamaz ve gider. Artık yeni bir hayata uyanacağını düşünmektedir. Ne var ki hiçbir şey göründüğü gibi değildir. O lanetli evde, kâbuslarının birer gerçek olduğunu anlaması uzun sürmez. Burası, dünyanın bu cennet köşesi, aslında hayal ve gerçeğin birbirinden ayrılmadığı bir cehennemdir.
Stephen king'in Kendi yazar hayatına göndermeler yaptığı bir romanı. Romanı bitirdiğim de en üzüldüğüm şey baş karakter michael noonan ın yazdığı romanını yakmasıydı.
Hikayeyi okurken bol bol king e helal olsun diyorsunuz. Çünkü çok sayıda "bağlantılar" var romanda. B ü yazarın hayal gücünün ne kadar kuvvetl i olduğunu gösteriyor. Hep sordum durdum kendime, king geri dönüp çok değişiklik yapmış mıdır taslak üstünde diye. Vardığım sonuç:hayır. Kurgu gücü inanılmaz o nedenle. evet ayrıntılar onu büyük kılan.
"Bag of Bones, yirmi güzel yılın ardından aptal bir para tartışması yüzünden Viking'den ayrıldıktan sonra, yeni yayıncımla yaptığım ilk kitap." -S.King-
Kitabı ne kadar harikuladeyse dizisi de o kadar boktan. Yapmayın gözünü seveyim, harcamayın şu stephen King şaheserlerini, beceremiyorsanız filme diziye çekmeyin.