çoğu kişinin hoşnut olmadığı, orta bölümünde çıkıntısı olan burun şeklidir. ama kim ne derse desin yakışana yakışıyor o zamanda ayrı bir karizma katıyor.
ergenliğimi yedi bitirdi bu burun. ezberimde kalan en ulvi teselli cümlesi de şudur ki, tüm kemerli burun müritleri en az bir kez duymuştur bunu. "ama senin yüzüne yakışıyoooo" hadi len oradan. kancık seni. yüzüme yakışıyormuş, bir kere o ama kelimesini cümle başına yerleştirdin ya, zihnimi acı barbekü sosuna bandın seni gidi zalım!
efenim kemerli burun sahipleri hakkında pek çok yerde atıp tutarlar. karizmatik, sert, farklı sıfatlarını bol miktarda kullanırlar. ciddi ciddi birçok kişi sever kemerli burnu. kendilerinde olmaz ama garip bir ilgileri olur bu buruna sahip zatlara. konumuz bu değil, buruna dönelim.
esasında mevzu kemerli burundan ibaret de değil. ergenlik döneminde bazı organlar özgürlüklerini ilan edip "mutlak hakim benim uleen" diyerek hızla büyürler. öyle ki ağzın yerini kıskanır, kaşlara çekil aradan der o burun. o denli densiz ve kıskançtır. işte bu dönemde hali hazırda büyümek için can atan burna bir de kemer eklenince notre dame'ın daşşaandaki kıl kadar verimsizdir o sıfat. ergen kişisi hayatını burun üzerine kurar. tam kemerin üzerine denk gelecek şekilde bant yapıştırmaktan tutun, sağında yahut solunda biri oturduğunda işaret parmağı ile alttan destek vermeye kadar türlü planlar gelişir. profilden resim çekilmez, yakın planda burun ön plana çıkacağından objektife küsülür vs. vesikalık resim çektirmek için ayna karşısında alıştırma yaptığımı bilirim. hey gidi günler.
-bu nasıl?
-cıks olmaz.
-aa niye yahu bu çok iyi çıkmış işte.
-olmaz ya alla alla.
-karar sizin tabi ama en iyisi bu foto.
-bokuma iyi götüme iyi. burnu çekmişsin sadece işte. ben neredeyim ühü!
gibi diyaloglar yaşanabilir, fotoğrafçı abi sizi değil burnu teselli etmeye çalışabilir. olur böyle şeyler. sonra abiniz eve girdiğinde şöyle bir diyalog yaşanabilir;
-naber len?
-iii uff.
-senden naber burun?
-ya anne yeaa ühühü senin de ağzın kocaman pislik anneaa.
zaten herhangi bir organınız gereğinden fazla büyükse, kendi başına bir karakter oluşturmuş demektir. muhataplarınız önce size sonra burnunuza selam eder. burunun fikrini soran bir dayınız bile olacaktır zamanla. "sen bu konuda ne düşünüyorsun burun?" cümlesinin ardından hayata küstürebilir o dayı sizi. aldırmayın, ergenlik baki değil. en azından bedenen.
konuyu bağlayacak olursam, ergenlikten sonraki dönemde yüzün tüm hatları yerine oturup burun solunumu sağlayan iki adet delikten ibaret olunca, çok da mühim olmayan bir şeydir kemerli burun. hatta bir müddet sonra onu sever, bağrınıza basarsınız. sayın kemerli burun sahipleri; allasen saçma sapan estetik ameliyatlarla maykıl abinin varisleri olmaya meyletmeyin. o gergin ve parlak burunlar öncekinden daha iyi görünmüyor gerçekten bak. he tabi anormal derecede büyük ve rahatsız edici çirkinlikte bir burun ise, yani mevzu sadece kemerden ibaret değilse onu bilemem. lakin sevin burnunuzu. burun güzeldir. o değil de naber burun?
karakteristik bir özelliktir aynı zamanda. karadeniz de bulunulsn zaman zarfında bol görülendir ancak sadece karadenizle sınırlayamayacağımız bir özelliktir. yakışanı da vardır yakışmayanı da.
(bkz: bir hokka burun değil)
Kadınlara/erkeklere yakışır/yakışmaz diye bir genelleme yapılmaması gereken uzvun türü. fakat daha dar bir kapsama alanı olursa, örneğin keskin bakışlı, kavisli kaşı olan, esmer, uzun boylu kadına veya erkeğe yakışmadığını görmüş değilim.
sahip olduğum ve yeni yeni ortaya çıkan yeni burnum. yaklaşık 15 yaşlarıma kadar çocuk olmanın verdiği yüzle minicik burna sahiptim. sonra burun kemiğimin diğer kemiklerinden daha fazla büyüdüğünün farkına vardım en sonunda da kemerli burna sahip oldum. lisede en çok dalga geçilen tip olmanızı sağlar ayrıca.
Bendenize , babamin en kotu ozelligini almaktan mutevellit olan burundur efendim. " burunun natalie si varmis zuhahahah" diye cok dalgaya maruz kaldim.