öğretmenimin ilk yıl sonu karneme "gittikçe kemanı sevmeye başlıyorsun" demesiyle birlikte 5 sene boyunca çaldığım ama yinede bi türlü ısınamadığım müzik aleti.*
(bkz: anne zoru ile keman çalmak)
Yürek yangını bir müzik aleti. Keman bana hep bir insanın yüreğini hatırlatıyor. Hüzne en çok yakışanı o dur bence. Söze de gerek yok, o zaten yüreğinizi öyle bir konuşturuyor ki gözyaşlarınız içleniyor, kırıyor kabuğunu.
dört telli yaylı bir çalgıdır. viyola ve viyolonsel'in de bulunduğu violin ailesinin en küçük ve en yüksek tondan çalan üyesidir. ilk olarak 16. yüzyılda kuzey italya'da ortaya çıkmıştır. ilk keman yapımcılarının rebec, rönesans kemanı ve lira da braccio adlı enstrümanlardan esinlendikleri sanılmaktadır. enstrümanın akort edilişi dahil olmak üzere hakkında bilgi veren bilinen en eski metin, 1556 yılında lyon'da jambe de fer tarafından yazılmıştır... bu dönemde keman avrupa'da yayılmıştır. keman çalmayı bilen kişi tüm enstrümanları rahatlıkla çalabilmektedir.
re ve la tellerindeki tanrısal bir tınıyla insanı duygusal bir yıkıma götürmesi muhtemel; sevgilisinin terkettiği kadının hüznünü dillendirebilecek yegane enstrüman.
en sadık yarim.. her derdimin ortağı.. dinledikçe huzur bulunan bazen hüzünlendiren bazen ruhu acıtan nağmeleriyle başka bir dünyada olduğunuzu hissettiren ayrıca insan sesine en yakın enstrüman..
keman bir canlıdır. incitilmemeli gerekirse konuşulmalıdır, en tiz duygulara yoldaşlık eden bu canlı einstein'ın da vakt-i zamanın da çalmış, konuşmuş, paylaşmış olduğu enstrümandır. her çalınışından sonra ipek bir bezle temizlenmeli, belirli aralıklarla luthier'e yollanmalı, imkan yoksa içine 2-3 pirinç atıp narince çalkalayıp çıkararak temizlik işlemi yapılmaktadır.
Öğrenmek zordur, azim ister, perdesizdir, kulak ister. bık bık bık..
(bkz: itzhak perlman)