kemalizm'de halkçılık, "halk kaynak olarak kullanılacak, vergisini tıkır tıkır ödeyecek ama haddini de bilecektir, biz ne verirsek onu alacak, sesini kesecektir" diye özetlenebilir.
i) "osmanlı gavurlara yarandı" diye açılan okulların şimdiki en büyük müşterisi kemalistlikleriyle maruf beyaz türkler. devlet okuluna çocuğunu gönderen varlıklı bir kemalist? robet kolejinden, avusturya lisesinden, san jozef'den babam mezun olmuyor ya?
ii) herkes askerlik yapar ama zengini, paşa çocuğu, albay çocuğu, siyasetçi çocuğu, bunların n. derece yakınlarının çocukları hep torpilli askerlik yapar. zaman zaman çıkan bedellilerden de parası olan yararlanır. olan gene garibana...
iii) 1930larda jandarmalar eliyle cebren toplanan vergilerle çiftçi ezilmedi he? varlık verigisi ile kim inim inim inletilmişti peki ya?
iv) osmanlı kadınları eve kapatırdı da piyano çalan, fransada okuyan, birkaç dil bilen latife hanım gökten zembille mi inmişti?
v) meclise giren "vatandaş" 1920'de osmanlı mebusan meclisinin neredeyse devamıdır. ingiliz subaylarına gelince, koskoca imparatorluğu savaşa babam mı sokmuştur? şimdiki chp'nin atası sayılan ittihat ve terakki'yi napacaz? iaşe nazırı kara kemal herhalde babamı zengin etmedi değil mi? ingiliz subayından beter bunlar...
biraz tarih bilgisi lazım bunlardan bahsedebilmek için. tarih, siyaset, ülkelerarası ilişkileri bilmeden, "halk denize akın etti vatandaş denize giremedi" türü halkçılığı artık kimse yemiyor. rüştü bile surf yiyor.
