faşizmin ne olduğunu bilmeyen insanların gafleti. basit tanımlamaların arkasına sığınarak kıyaslama yapmaları sonucu bu yanılgıya düşen beyinlerin vardığı nihai sonuç.
faşist olduğundan bahsettiğiniz insan, devlet rejimini sosyalist bir yapıya yönlendirmek için çaba harcamıştır. faşizm tanımlamasını yaparken göz önünde bulundurduğunuz insanlar ile mustafa kemal' in dönemsel şartları ve tarafları tamamen farklıydı ki bu henüz o dönemde sonuçlana savaşın ik farklı tarafı olmaları ile alenen ortaya konuyor. diktatör olması ile ilgili konuşulabilir en nihayetinde ama kesinlikle mustafa kemal'in faşist olmadığı gün gibi aşikardır. tabi ki fikrini beyan etmesine sözümüz yok yazarın. ayrıca mustafa kemal'e gereksiz gördüğü bağlılık bugünkü durumunu sorgulamadan kabullenen bir zihniyete mahsus davranıştır kanaatimce. Faşist olduğu söylenen mustafa kemal, ülkeyi kurtardı gibi basit bir görüş benimsememiz yerine birçok deyiş bırakarak döneminin zihniyetini bize yansıtarak günümüze ışık tutmaya çalışmıştır. ulus olma bilinci ile hareket etmemizi sağlamış ve milli değerler gibi unutulan ve yozlaşan tarihimizi bize algılama fırsatı tanımıştır. zira dönem zihniyeti ile bir yere varılamayacağı aşikardı tüm cephelerde.
kışkırtma ve kin, nefret duygularını güçlendirmeye yönelik ifadelerden biridir. nitekim faşizm kendi iç dengeleri olan ve avrupa toplumların yapısına göre oluşturulmuş bir ideolojidir. kemalizm ise sosyal demokrasinin anadolu koşullarına uyarlanmış halidir.
ancak kemalizm'i sosyalist yalanlardan okuyup öğrendiğini sanmış ve faşizm ile ırkçılığı dahi aynı şey sanacak kadar sığ düşüncelere sahip kişiler tarafından bu çeşit yargıların kurulması olasıdır. bu kişilerin genel söylemlerine bakıldığında çözüm sunmak yerine kendinden olmayanı karalama unsuru ağır basmaktadır.
entelektüel bakımdan ve öz anlamı düşünüldüğünde apaçık gerçektir efendim.
öcelikle prof. atilla yayla'dan alıntı yapmak istiyorum(yorumlayarak):
'''bütün ciddi araştırmalar faşizmin bazı unsurları ve faşistlerin belirgin özellikleri üzerinde birleşmektedir. faşizm bir "tek adam" kültüne dayanır. duçe, führer, cadillo vs. gibi isimlerle anılan bu lider asla yanılmaz, bütün toplum için yaşayanlar yanında yaşayacaklar için de- neyin en iyi olduğunu kesin olarak bilir. faşistlere göre toplum liderin cismi ve öğretileri etrafında sıkılmış yumruk misali birleşmeli, bütünleşmeli ve parlak geleceğini yaratmalıdır.'''
işte bu durum ülkemizde açık şekilde gözlemlenmektedir. atatürk'ü eleştirilemez olarak algılayan, hatta yerel bir insan olduğu, felsefi derinliğinin olmadığı fikirlerine bile küfür gibi yaklaşan zihniyet bunu doğrulamaktadır.ayrıca: führer ve duçe nin yanına 'ulu önder' imajını da yerleştirebiliriz.
bu zihniyet ülkemizde eğitim sistemimiz tarafından körpecik çocukların beynine kazınan şeylere ibarettir. insanlar toplumun önemsiz bir organı, kemikleşmiş bir parçası olmakta, kendi karakterlerini geliştirememekte ve belirli bir insan tipi yaratılmaktadır bu şekilde.
prof. atilla yayla'nın da dediği gibi:
'''faşizm plüralizmi reddeder, bütünleştirilmiş bir iyi insan-iyi toplum tanımı yapar. her bireyin bu tanıma isteyerek uymasını talep eder. uymayanları devlet aygıtları aracılığıyla uydurur. buna rağmen uymamakta direnenler fiziksel olarak tasfiye edilir.'''
işte ülkemizde yaratılan insan tipi:
-milliyetçi, ırkçılık derecesinde.. bu ırkçı zihniyetin bakış açılarından biri: tarihimizdeki sadece türk öğelerine sempati ile bakmak ve islami, dinsel ya da kültürel etkileri tasfiye etmeye yönelme ve böylece kültürü, tarihi kısırlaştırmadır.
-atatürk'e sağlıksız derecede, tuhaf bir bağlılık. adeta bir kutsallık atfetme.
-belirgin bir pozitivizm. doğal sonucu olarak dine karşı tavır: sekülerizm.. özel bir sonucu olarak: islamafobi..
-daha çağdaş, batılı yaşam tarzı vs.
bu yaratılan insan tipine iyi ya da kötü vasıfları vermiyorum. sadece herkes birbirine benzetilmeye, belirli bir insan tipi yaratılmaya çalışıldığı için şiddetle eleştiriyorum.
işte bu sebeplerle( bu yazı çok çok daha uzun olabilir, örnekler çoğaltılabilirdi..) kemalizm ülkemizdeki faşizm şeklidir. bir an önce bürokratik sistemin kontrolünden kurtulmalı ama sermaye sınıflarının da kölesi olmamalıyız.. özgürlük ve adalet....