Beyinsiz islamcıların bir türlü anlayamadığı mis gibi ideolojidir. Aklı, bilimi, çalışkanlığı, Türk milliyetçiliğini, yerliliği ve medeni olmayı esas alır. Dogmatik değildir çünkü başbuğ Atatürk bizzat kendisi ben arkamda dogma bırakmıyorum demiştir.
Sanıldığı gibi komünizmle, sosyalizmle, sosyal demokrasi gibi gerçeklikten uzak dandik ideolojilerle zerre alakası yoktur.
Kemalizm de Evrim teorisi gibidir. islamcılar zibilyon tane saçma sapan anlam çıkarır kemalizmden.
Din gibi irrasyonel (akıl dışı) bir şeyden medet umanların kapasitesini zorlar bu ideoloji. Hayali Afganistan olanların sonu idam sehpası oldu. Din bireysel bir şekilde yaşanır. Devlet ise akıl ve mantıkla yönetilir. Dinin bir sike faydası dokunmamışken 48 fabrika açmış, çeşitli inkılaplar yapmış kemalizmi eleştirmek ne haddinize?
küçük çocuklara anlatılan masalların ideolojileşmiş hali. milliyetçiliği desen türkçülük adı altında faşizm propagandası, halkçılık desen sosyalizm tarafından kapitalizm ile çürütülmüş ve halkın din-i mübîni islam'ının eleştirisi için leone caetani'nin islam tarihi'nden alıntılar, oryantalist islam anlatısı.¹ O dönemin gazetelerine baktığımızda grev, sendika yasakları, yunan iş verenlerin türkleri kovması.. özellikle son madde hem milliyetçilik hem de halkçılık için önem arz eder. bu halkçılığın üzerinde ali şükrü bey cinayeti de vardır tabi. ²
cumhûriyetçilik içinse "aydınlar" konseyinin onayıyla "halkçılık" ilkesi dışı uygulamadır ve sadık kalınmayan, 1936 cezaevi yasasının faşist musollini anayasasından alındığı, ³ hitler'in "onun öğrencisi, bir musollini, iki ben."⁴ Dediği cumhûriyetçiliktir. Cumhûriyet ilkelerinde ise halkçılık vardır ve bunun devamında tek parti yönetimi, halkçılık değildir. halkçılık ilkesini de taşıyan cumhûriyetçilik içinse halkın şikâyetlerini gazetelere yapabilmesi ve devamında çoklu parti sisteminin ortadan kalkması ile beraber cumhûriyet tezi de yer ile yeksan olmuştur.
cumhuriyet,
Arapça cumhūr “çokluk, kalabalık, halk” sözcüğünden +īya(t) ekiyle türetilmiştir. 5
cumhûriyetçilik ilkesinin üzerinde durmak isterim.
cumhûriyet üzerinde biraz daha durmak isterim.
eski chp milletvekillerinden süreyya ilmen'in hatıratı şöyle:
TBMM’de her ne kadar “hâkimiyet milletindir” diye bir levha asılmış olsa da, milleti temsil edecek milletin seçtiği kimse
yoktur. Ayrıca halkın hükümete müracaatlarında işittikleri hakaret ve karşılaştıkları müşkülat, bu ülkede halkın kıymeti olmadığının en açık deliliydi.
Süreyya Paşa’ya göre, CHF’nin bir programının olmamasına karşın SCF’nin bir programının bulunması, Halk Fırkası’nda, işlerin belli
Bir program ve plan çerçevesinde değil rastgele yapılıyor olması, parti içerisinde
konuşmak isteyenlerin “fırka disiplini, fırka menfaat-i âlisi” diyerek
susturulmaları önemli sıkıntılardı. 6
inkılâpçılık mes'elesi ise tamamen borç içerisinde yüzdürülerek yapılmış bir mevzu idi.
MiLLiYET
Kari Şikayetleri
7 Kanunusani 1934
"Bir Çok Hareketlerimizde Garplılaştık"
Garplılar gibi gülüp eğleniyor, oturup kalkıyor, yiyip içiyor, misafir kabul
ediyor, süsleniyoruz. Yalnız ne yazık ki hala garplılar gibi
selamlaşamıyoruz. Bir kere, herşeyden evvel muayyen bir selam tarzımız
yok. Tanıdık birine rastlayınca; ya teklifsizce sırıtarak: " –Yahu
!..Nerelerdeydin" diye laf kapısı açıyoruz, yahut ta ; yüksek bir şahsiyet
karşısında isek şapkamızı başımızdan yarım metre yukarıya kaldırıyoruz.
Dilimize hangisi kolay gelirse, "bonjur!", "sabahlar hayrolsun!",
"merhaba!" yahut düpedüz frenkçe "salut!" diyoruz. Aramızda selam
alırken züppelik olsun diye faşist usulü kolunu havaya kaldıranlar, elini
göğsü üstüne kapayıp "huu..." diye eğilenler, beş parmağını dimdik tutarak
askerce başına götürenler vardır. Biri arapça başlar, frenkçe bitirir. Öteki
frenkçe başlar, türkçede karar kılar. Hala kandilli selam usulünü bir türlü
bırakamadık, – vaay efendim – Selamımız "merhaba!" diyemeyiz. Çünkü
herkes merhabalaşmaz. "Bonjur, bonsuvar, bonnüvi" gibi kelimeler bizim
değil frengin malıdır. Biz bu gidişle anlaşılıyor ki ömrümüz oldukça doğru
dürüst selamlaşamayacağız. Bari çocuklarımız birbirlerinden selamı sabahı
kesmeseler....
Milliyet Köşe Yazarlarından '7'
SON POSTA
Kari Gözile Gördüklerimiz
10 ikincikanun 1936
Kumar iptilası
Kumar iptilasının artması, memlekette başka şekillerde eğlenmek
imkanlarının azlığındandır. Bu imkanlar çoğalmadıkça, insanlar, boş
vakitlerini, iskambil kağıtlarının heyecanile tutuşturmaktan
kurtulamayacaklardır.
Taksim Valdeçeşmesi sokağı
gibi gibi.. ekonomik inkılâplar içinse aydınlığa mektuplar'ı öneririm.
kemalist arkadaşlar'ın tanımları da komiktir. ayrıca bu sanatlardan sadece ikisi.. cinsel filmler yüzünden çocuklarını sinemaya götürmeyen mi dersin, mektep şikayetleri mi, dayaklar mı.. sen sooor ben söyleyeyim.
vesselâm
kaynakça:
¹ Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri - Cilt 2
² Ali Şükrü Bey Cinayeti ile alakalı daha detaylı bilgi için (bkz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey Muhalefeti)
³ bkz. 1936 anayasası
⁴ Onur Atalay - Türk'e Tapmak
5 - Cumhûriyet Maddesi - Nişanyan Sözlük
6 - SÜREYYA (PAŞA) iLMEN VE SERBEST CUMHURiYET
FIRKASI
- Ö. Kürşad KARACAGiL∗ (sayfa 8)
7 - Güney Dinç - Aydınlığa Mektuplar.
akıl ve bilimi miras bırakan, dogmalara karşı olan, yerliliği ve milliği esas alan, hakiki türk milliyetçiliğin adresi olan güzel ideolojidir. dinciler, ılımış solcular ve öşşexçiler kemalizm hakkında bir halt bilmeden atıp dururlar çünkü bu ülkenin temelinde bu ideoloji vardır. her çağa uygun ve her çağda iş yapacak mis gibi düşüncedir. kıskananlar çatlasın ulan.
kemalistlerin, özellikle solcu olanlarının daha detaylı olarak açıklamaları gereken ideolojidir. yok öyle "dönemin şartlarıydı" diyip aradan sıyrılmak.
işgal yıllarında Mustafa Kemal’in yanında etrafında kenetlenip vatan ve milli onur mücadelesi veren milliyetçilere "Kemal'in adamları" anlamında Kemalist dendi.Yani Kemalizm,vatan ve milli onur savaşı verenlere verilen addır,vatan hainlerini ve onursuzları hep rahatsız eder!