tarih biliminden bir haber malın, ideolojilerden nasıl dengesizce beslendiği, tarihten nasıl beslendiğini gösteren zavallı bir bakış açısıdır.
epistemolojiden tamamen uzaktır! zaten bilmez de, hatta sadece bu mal değil, anadolu toplumun yüzde 99.9nun bundan bir haber olması neticesinde böylesine tiplerin oluyor olması kaçınılmaz, acıdır.
kemalizmin "devrimcilik" ilkesini unutup kemalizmin içine dahil olan her şeyi "değiştirilemez" kabul eden kişilerle karşılıklı oturup, sonsuza kadar birbirlerine "mal" demeye devam edebilirler.
ikiye ayrılırlar
birincisi kesim yobazlardır. bunlar kendilerini hemen belli ederler zaten. putlaştırmak en büyük sloganlarıdır.
ikinci kesim ise sözde demokrasi naraları atan kesimlerdir. tabi bunlar kürtçüler, neoliberaller, kendine solcu diyen bir kesim. ( var bu tarz solcular türedi mesela yeşiller diye ortaya çıkan şakkabanlar). bunların en büyük sloganı ise atatürk diktatördür ! kelimesidir.
şimdi açalım konuyu biraz ; cumhuriyetin kuruluşu itibari ile bir kere diktatörlük nedir diye bir tanımlama yoktur ! yani diktatörlük nedir ? ! bunun teorisi nedir bilinmemektedir. ama dönem itibari ile ittihat ve terakkide merkezi bir diktatörya vardır. mesela talat başa gibi. enver paşa gene bu işin içindedir. mesela şimdi bu mala biz desek ki (karşımız alıp) kemalizm çağın gerisin de ise osmanlı dönemin de ki ittihat ve terakki nedir ? açıklar mısın. bizi 1. dünya savaşına sokan zihniyet nedir ? desek; cevap verdiği anda anlaşılacak tek şey şu olur, mal bunun yanında dahi kalır.
neyse takılmayalım devam edelim biz. tabi bir parantez açmak gerekir ittihat ve atatürk ilişkisi çok başlarda bitmiştir.
dünya faşizm ile kavrulurken atatürk iki kere çok partili sisteme geçiş yapmıştır. kafasında olan da budur. 50 ve 60 larda böylede olmuştur.
kemalizm çağın gerisinde kaldı demek aptalca yuvarlama bir laftır. teorik hiç bir alt yapısı yoktur. çocuğun eline dinamitle kibrit vermeye benzedi bu işler.
sonuç olarak bunlar maldır.
demokrasi dünyaya devşirme yerleşmez ! kültürel miraslarına, bilimine, mimarisine, insanına, devletine, o devleti kuranlara ve devrimine sahip çıkarak demokrasi gelişebilir, atatürk devrimi böyle bir devrimdir. devrimciliğin olmazsa olmaz ilericilik ve nitelik kavramı atatürk devriminde kalbin atar damarı gibidir !
Not : bu mallara yaşadığımız yüz yılda bir düşünce akımı söyler misiniz diye sorun tek bir cevap alamazsınız. zaten de yoktur. kaldı ki bu mallar newton yer çekimi teorisine de çağın gerisinde kaldı diyebilirler bu kafa ile bakıyorlar çünkü.
Ben hayatta şu iki adamla tartışma zahmetine girmem dostum,
1- Dinle ideolojiyi karıştıran adam
2- ideoloji ile Kemalizmi karıştıran adam
Nitekim islam bir dindir, inanç ile ilgilidir. Doğru ve yanlışın ötesinde iyi ve kötü ile ilgilidir.
ideoloji ise bilimsellik içerir. Savunulabilir bir takım felsefi temellere dayanır. Doğru ve yanlış ile ilgilenir.
Kemalizm ise bu tanımların hiç birine tam uymaz. Nitekim Kemalizm birkaç düşünce olmakla birlikte takipçileri arasında bir çeşit din etkisi gösteren bir şeydir. Bu şeyin takipçileri doğru ve yanlış ile değil iyi ve kötü ile ilgilenirler. Alanları siyasetken, düşmanları dindir. Felsefi ve bilimsel temelleri olmamasına rağmen savunulmaya çalışılmaktadır.
Bunlara rağmen kemalizm çağın gerisinde kaldı diyen adama yine de mal diyebiliriz. Nitekim kemalizm herhangi bir çağın ilerisinde olamamıştır ki gerisinde kalsın. Yok yani kemalizm çağın ilerisinde ise Thomas More, Adam Smith, Karl Marx gibi adamların düşüncelerine ne diyeceğiz.