sosyolojik bir bakış açısı ile değerlendirildiğinde bence toplumda son zamanlarda cereyan eden, bir çok örnekle destekleyebileceğim bir yargı haline dönüşmüş bakış açısı. kemalizmin holiganlık boyutlara ulaştığı son zamanlarımızda güzel olarak nitelendirilebilecek kızlarımızın da kendilerini ister istemez bu saflarda bulmasını yadırgamamak gerekir. fakat ayna karşısında geçirdikleri zamanın 2/37 sini düşünerek geçirmekten imtina eden güzel kızların ideolijileri de en fazla ayna karşısında kendilerine nutuk çekmek üzerine kurulu olduğu için supersonik bilgi birikimlerini kendilerine saklamak durumunda kalmaları gayet normal. Bu bağlamda da görüşeceği üzere kemalizm hamuru ile yoğrulmuş tüm güzel hanımların bir dönem sonra bunun bir saplantı olduğunu idrak etmeleri üzerine ideolojik çatışmalar içersinde yorgun düştükleri, aslında gereksiz bir dünya görüşü ile kendilerini harap ettikleri kendi deneyimleri ile sabit olmaktadır. bu harap etmeye bağlı olarak da kemalistliklerinden utanmaları gayet doğaldır. zira güzellik merkezlerinde geçirecekleri vakti herhangi bir ayırmak yeterince yorucu oluyordur kendileri için. manikür, pedikür, cilt bakımı ve olmazsa olmazları solaryum seanslarını kemalistliklerinin önüne koymalarından daha normal bir şey düşünemiyorum.
Binaenaleyh bu durum sosoyolojik olarak genç beyinlerin toplumsal normlara sirayetine kendi sistematiğinde ket vurduğu kanaatindeyim. Gençleri bu sendromdan kurtarmanın başka pratik yolları olduğu inancındayım şahsen. Örneğin toplu bilgilendirme veya omuzlarda ağlama seansları olabilir.
yetmez derseniz elimizde kırlarda yayılma, sapanla kuş vurma, inek sağma seansları da mevcut.