tepedeki yöneticilerden tutun seçmenine kadar olan en ufak olayda bile yargılanacaksınız deme rahatsızlığıdır. bu zihniyetiniz değil mi 75 yıldır muhalefette olmanız siz anca yedekte bekler oyuna ne zaman gireceğim diye hayal eder durursunuz. iktidar olmak için önce edepli olacaksınız küfürü bırakacak islam dinina biat edecek insanları yargılama tehdidinden vazgeçecek partinin başına vasıflı islam dinine hakim birini getireceksiniz. evet..
islam dinine hakim olan ateistin birini geçirmek lazım bu ülkenin başına. dinsizin hakkından imansız gelir hesabı. dünyada saltanatı bitmeyen hiçbir diktatör, sultan, diploması olan ya da diplomasız hiç kimse yoktur. yargılanacaksınız.
kemalist değilim ama, sizde, sizden olmayan kim varsa öbür dünyada yanacaksın diyorsunuz, sanki gidip görmüş gibi, ne farkı var sizin yaptığınızın amk, bir kerede mağdur olmayın.
allahın yargılamasından korkmayıp kulun yargılamasından tırsan kitleleri rahatsız eden durumdur. ne acayip dimi. hem muhafazakarım de müslümanım de hem her şeyi gören allahtan korkma her türlü hırsızlığı yolsuzluğu yap her türlü zinayı yap yemediğin kul hakkı kalmasın sonra kul beni yargılayamasın diye isyan et sağa sola saldır. e hadi kulun yargılamasından yırttın o "iman ettik" dediğin allahtan nasıl kaçacaksın ?
kanunların uygulanmasını isteyen kemalistlerdir. malum sizin iktidar yasalarla top oynar gibi oynuyor ya. insanların hassasiyetleri ondan. o kanunlar objektiflikten, mantıktan doğmuştur. aynen vahşi bir hayvan sadece içgüdüleriyle hareket eden, beynini yalnızca omzunun üstünde taşıyan vahhabi köpeği dincilere dert olur. ben burada sadece tarikatlarda ortalık malı olmuş badecilerin rahatsızlığını görüyorum açıkçası.
eğer ortada bir suç olduğu kanıtlarsa yargılanacaksınız, kanunları uygulayın, adalet mülkün temelidir demek normaldir. buna kemalist rahatsızlığı demek ancak demokrasi tramvaydır zamanı gelince ineriz diye saçmalayan n*kşibendi, gavs varoşlarına yakışırdı zaten.
Frank lucas ve ibrahimoç bir gün Ankara'da yürüyorlarmış. Sohbet ediyorlarmış. ibrahimovic demiş ki "yarınki maçta ingiltere'ye 40 metreden röveşata gol atabilirim. Sonra başka bir maçta interi alt edip intere de transfer olabilirim." Frank lucas dinlemiş dinlemiş. ibrahimoviç "peki sen ne yapabilirsin" diyince Frank lucas "ben ciğerim yokmuş gibi 200 metreyi 10 saniyede koşarım." diye yapıştırmış cevabı. Aradan bir gün geçmiş. Frank lucas ATV kanalını izlerken ibrahimovic'i görmüş. ibrahimovic ingiltere'ye 40 metreden röveşata gol atmış.
Frank lucas kara kara düşünmeye başlamış." şimdi ben nasıl 200 metreyi 10 saniyede koşacağım? ibrahimoviç'in altında kalmam ben." derken bakkal Ragıp abi çıkagelmiş. "Dert etme Frank. ibrahimoviç'i parka çağır. Yanına da uzun bir bez getir demiş."
Frank lucas ibrahimoviç'i parka çağırmış ve Ragıp abi ile parka gitmiş. Bir saat sonra ibrahimoviç gelmiş." geçen attığım golü gördün mü lan Frank!?" diye sormuş. Frank "gördüm tabi kolay gol." demiş. ibrahimoviç içten içe sinirlenmiş aba belli etmemiş. "ya sen 200 metreyi 10 saniyede koşabilecek misin acaba?" demiş.
"elbette." diye yanıtlamış Frank lucas. "koş o zaman" demiş bu sefer ibrahimoviç.
Ragıp abi araya girmiş. "bir dakika bekle zlatan. Sadece izle." demiş. Bez parçasını Frank lucas'ın gözlerine bağlamış. "bana güven Frank bir yere gideceğiz"
Bir saat yürüdükten sonra durmuşlar Ragıp abi bir anda bezi açmış. Frank lucas bir de ne görsün? Anıtkabir.
Frank başlamış topuklamaya. Arap atı gibi koşmuş. En sonunda Anıtkabir görünmeyince durmuş. "oh kurtuldum" demiş. Hemen peşinden Ragıp ile ibrahimoviç de gelmiş. ibrahimoviç "vay be 10 yıldır antrenman yaparım böyle koşamadım. Sen nasıl koştun Frank?" diye sormuş. Ragıp abi araya girmiş. "Atatürkü gördü abi." demiş. Frank ismi duyunca yine başlamış koşmaya!