yolun yolumuzdur atam;
atam sen kalk, ben yatam;
Yaşasın Atatürk gençliği;
Atatürk’ün izinden gidiyoruz
gibi boş ve kafa silkeleyen lafları durmadan orda burda söyleyiverirler de,
adama sormazlar mı Atatürkçülük rakı içmekten mi ibaret diye.
Adam Türk milliyetçiliğin en modern tezini sunmuş,
sırf zevk için d*rsim gibi terör çukurlarını patlatmış,
Bölücü isyancıları bir bir astırmış,
her daim Türkü yüceltip, her daim Türkiye demiş
ve bu kemalik kafalar da mka’nın rakı içtiği fotoğrafları duvar kağıdı yapıp, rakı içmeyi ideolojileştirme derdindeler.
yemişim lan böyle şeyi. iç rakıyı, bilmem napiyim şeyi. Yok o şarap ile başlıyordu değil mi. Neyse ya kafalar yine güzel mi ototörkçölöröm benim. Kralsınız. Şerefe.
Türk-islam "milliyetçileri" tarafından Kemalistlere milliyetçilik nedir öğretildiği tuhaf başlık.
“Kemalizm” kavramı ilk olarak Türk Bağımsızlık Savaşı sırasında 1919’da ortaya çıktı. “Kemalizm”, adını millî direnişin önderi Mustafa Kemal’in adından aldı. Bu direnişi kırmaya çalışan emperyalist güçler ve onların işbirlikçisi Sultan Vahdettin ve Damat Ferit hükümetleri, Mustafa Kemal’in önderliğindeki tüm direnişçileri, biraz da küçümser bir yaklaşımla, “Kemalistler”, “Kemalîler”, “Kemalciler” diye adlandırdı.
21 Temmuz 1920’de Mr. Fitzmaurice, Türk esirleri hakkında düştüğü bir notta şöyle dedi: “Buradaki esirlerin hepsi Kemalist milliyetçilerin yanındadır. Eğer bunları serbest bırakırsak ingiltere’nin düşmanı Kemalistlerin bir zaferi sayılacaktır.”
10 Kasım 1920’de Sir H. Rumbold, Lord Curzon’a gönderdiği telgrafta şöyle diyor: “Kemalist-Bolşevik başarısından sonra milliyetçiler Sevr Antlaşması’nı büsbütün kabul etmeyeceklerdir. Yunan ordusunu tam anlamıyla harekete geçirmek lazımdır.”
ingiliz Yüksek Komiseri Rumbold, 7 Ocak 1922 tarihli raporunda aynen şöyle diyor: “Mustafa Kemal her zamankinden daha güçlü durumda. Türkler, ‘Anadolu Türklerindir’ düşüncesinde. Kemalistlerle anlaşmaya varılamaz, çünkü Anadolu’nun tam bağımsızlığını istiyorlar.”
Milli Mücadele yıllarında yabancı basında Türk Bağımsızlık Savaşı’ndan “Kemalist hareket”, milliyetçi direnişçilerden ise “Kemalistler” diye söz ediliyor. Örneğin Asia dergisinin Kasım 1923 sayısında Robert Dunn, Türk-Yunan savaşından: “Anadolu’daki Yunan-Kemalist Savaşı” diye söz ediyor.
Milli Mücadele’de “Kemalci”, “Kemali” ve “Kemalist” kavramı “milliyetçi” kavramıyla eş anlamlı olarak kullanılıyor. Dolayısıyla “Kemalizm”, Milli Mücadele’de emperyalist işgale karşı “bağımsızlık savaşı” verenlerin “ortak adı” olarak doğuyor.
Kemalciler bunları yaparken Türk-islam "milliyetçileri" ne yapıyordu? Pardon onlar 1970'lere kadar yoklardı. Türk-islam sentezi Türkçü değil islamcı bir harekettir. Ümmet içinde millet mantığı güder. Yani bu kafaya göre Kurtuluş Savaşında Müslüman Türklerle birlikte düşmanla çarpışmış Papa Eftim isevi olduğu için Türk değildir ama Milli aşireti ve Cemil Çeto gibi Kürt ayaklanmalarını yapanlar Müslüman oldukları için daha evladır. Sonra bunlar milliyetçi değil diyince zıplıyorlar.
gerçek kemalistler milliyetçidir. ilkeleri eksiksiz benimserler yani. atatürk koyu bir türk milliyetçisidir. atatürk'ün yolundan gidiyorum diyen insan türk milliyetçisi olmak zorundadır. milliyetçilik ilkesini sallamayıp da kemalistim diyenlerin alayı ılık götlü solculardır. sırf kemalistleri yanlarına çekmek için kemalist görünümü vermeye çalışıyorlar kendilerine.
ulan kemalistler olmasa kodumun sözlüğünde konuşacak konu yok amk.
Turk islam, köyündeki cahilliginden kopmak yerine zorla bunu milliyetçiliğe eklemek için uydurulmustur. Milliyetçilik nedir, bilmezlerdi. Got kadar köylerinde n3 kadar şeyh varsa onlara taparak, tüm hayatı trans halinde ruh hastası geçirirlerdi. Bu deliliğini kabul etmek yerine bunda çok ulvi anlamlar çıkarmaya çalışırlar.
