başlığın sahibinin bugünkü hallerine bakılırsa asıl hangi cenahta olmadığı açıkça görülebilecek tahammüldür.
başlığın açıldığı yıl 2010!.. paraleller-akp elele... hey gidi günler...
bunların radyolarından burç fm'i her gün dinlerim. görüyorum ki asıl tahammülsüzlüğün nasıl olduğunu yakinen öğrenmişler. en son 91 yaşındaki bir büyüklerinin hasta yatağından kaldırılıp, tutuklanmaya çalışılmasından şikayet ediyorlardı.
kemalistler karşı görüşlere değil, yalanlara tahammül edemezler vesselam...
tanım: vardır.(böyle tanım mı olur lan amınakoyim? bence olmaz. tanım dediğin şey başlığı tanımlamalı bir kere...)
tanım gibi tanım: düşünce yapısı olarak kemalizm'i benimsemiş insanların, kendilerinden farklı yönde olan düşünce ve düşüncelere karşı olan tahammülleridir. düşünce dediysek ciddiye almayın. düşüncesizlik(günü kurtarmak) de tarafımdan bir düşünce olarak ele alınmıştır ilgili konu kapsamında. onları yok saymak da biryerde tahammülsüzlük olurdu çünkü.
velhasılı devam edelim. kemalizm, temel olarak toplum menfaatini gözetmek zorundadır ve bu anlamda her yeni fikre açık olmak, farklı sesleri dinlemek zorunluluğu vardır(olmalıdır). öte yandan ulaşabildiği herkesin fikrini almasına rağmen hepsini "yapılacaklar lisesi"ne eklemez; kendi doğru bildiğini yapar. lakin bu noktada irade de kendisinde olduğu için bundan yana kimsenin dert yanma hakkı olmamalıdır. evet, tüm bunlara karşın çıkıp da istisnaları bana anlatabilir birileri ama yedirebilir mi? yemezler hacım.
düşündüm de şöyle bir dipnot gerekli anlaşılırlık adına: tsk içerisinde olduğu halde kendi kadrolaşmalarının dışında kalanları cuntacı ilan edebilen, o kadarcık olsun tahammül gösterebilen kişilere karşı biraz tahammülsüz olabilir bu kemalist arkadaşlar. ama tahammül ve saygı dediğimiz hadise tek taraflı olmuyor işte, naparsın...
öncelikle şunu söyleyelim : "kemalist" kelimesinin anlamı kemalizm'i yani eş anlamlısı olarak atatürkçülüğü benimsemiş olan insan demektir. peki ya kemalizm yada diğer tabiri ile atatürkçülük ne demektir?çok iyi biliyor olmamıza rağmen biraz araştırıp güzel bir tanım yapalım. örneğin türk dili kurumunun büyük türkçe sözlüğünde bir araştırma yapalım bakalım ne yazıyor ;
Atatürkçülük : 1. Atatürk'ün düşünce ve uygulamalarından kaynaklanan, Türk Devleti'nin bağımsızlık ve bütünlüğünü, millî egemenliğini, kişi özgürlüğünü, çağdaş olmayı amaçlayan, akla, bilime ve gerçeğe dayanan, evrensel ağırlıklı, geleceğe yönelik, birbiri ile uyumlu amaçlar, uygulamalar ve ilkeler bütünü, Kemalizm. 2. Bu ilkeye bağlılık
Artık bunuda öğrendiğimize göre asıl konumuza geçebiliriz. ama önce şunu söylemek isterim ki bu kadar tanımı yapmış olmamın sebebi, bu tanımları bazı kişilerin henüz tam anlamıyla bilmiyor yada ne anlam ifade ettiklerini kavrayamıyor olmasından kaynaklandı.
Asıl konumuz entry nin başlığındanda anlaşılacağı üzere biz kemalistlerin tahammülsüzüğü. karşıt görüşte insanlara tahammülsüz olmamız sorunmuş. işte tam bu noktada bir yanılgı var. kemalizm'e karşı olmak ne demek?
özgürlüklere karşı olmak mı, yada çağdaş olmaya karşı olmak mı?akla ve mantığa karşı olmak mı yoksa?neye karşı olmak?bu karşıt görüşte olanların bir ideolojisi var mı?varsa bu ideolojinin adı ne?kim çıkarmış bu ideolojiyi ve bu zamana kadar bu ideolojiye sahip olan insanlara ne faydası olmuş?türkiyeye ne faydası olacak?gayet basit olan bu sorulara verilecek cevaplar tahmin edilceği gibi din referans alınarak verilecek. peki bu kadar ilkenin bu kadar uygulamanın din ile alaksı ne?hemen burda laiklik kavramı devreye giriyor. laikliğin ne demek olduğunu senelerce anlatsak bu insanlara genede anlamazlar, ama ben genede atatürk'ün bu konuda ki birkaç sözünü payşamak istiyorum ;
-Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.
Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir. 1930
-Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse hiçbir kimseyi, ne bir din, ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. 1930
-Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.
Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler. iğrenç kimselerdir. işte bu duruma karsıyız ve buna müsaade etmiyoruz. 1930
Bu kadar sözden sonra soruyorum size, atatürkçülüğün, vatanını milletini sevmenin, akıl ve bilimin, çağdaşlığın karşıtı olmak ne demektir?
bir karşıt fikrin olabileceği bir rejimi yaratan kişinin mustafa kemal atatürk olduğunu bilmeyen küstah ve beyinsiz bir yobazın açtığı, saçma salak bir başlıktır.
burada yazan her anti-kemalistin bildiği üzere; vardır. yok diyen de benimle diyalog kurmaya çalışmasın boşuna madem. nasılsa yok böyle bir tahammül.
tahammülden bahsederken insan biraz da kendine bakmalı sonuçta. karşı düşünceyi saflıkla, yanlış düşünmekle, körlükle suçlayan bir zihniyetin tahammülden bahsetmesi çok, hemde çok ilginç.
farklı düşünene direk "yobaz" yaftası yapıştırmaları gibi eksilerde dolaşan bir tahammüldür. sorarsanız onlardan daha fazla vatanını seven yoktur. biz hepimiz yobazızdır. feto yalayıcısıyızdır. onlar bu vatana aşık askerlerdir.
vardır vardır.
şimdi bakın, bizim her görüşe karşı tahammülümüz var.
fetocular gelsin konuşsun, adam gibi konuşsun, tahammülümüz var.
tayyipçiler gelsin, erbakancılar gelsin, komünistler gelsin, hepsi gelsin bizim tahammülümüz var.
bizim tahammülümüz bir tek şeye yok.
bizim tahammülümüz ülkeyi bölmeye çalışan piçlere karşı yok.
bizim tahammülümüz acitasyon yaparak kürt hegomanyasını geliştirmeye çalışan piçlere karşı yok.
bizim tahammülümüz kendi saygı duyduğumuz değerlere küfretmeye çalışan insanlara karşı yok.
ne yazık ki, bazı yobazlar yüzünden kemalizm bende olmayanı as, bende olmayanı kes şeklinde tanımlanıyor.
bu üzücüdür.
kemalizmin ne olduğunu bilmeyenler tarafından yapılan bir tanımdır.
kemalizmin yanlış tanıtılmasıdır.
karşıt görüşü oyun dışı bırakmak için herşeyi yapabilecek düzeydedir.
-darbe?
olabilir.
-kapatma davası?
olabilir.
-pkk?
olabilir.
-kendi camimizi bombalamak? terörist eylem yapmak? din adamı yazar öldürmek? mahkemeleri satın almak?
olabilir.
yani oyunu kazanmak için " yok artık buda yapılmaz" diyebilecekleri herhangi birşey yoktur.
olmayan tahammüldür. zira kemalizm "benden olmayanı as", "benden olmayanı kes" gibi diktatör bir yaklaşım izlediği için tahammül edememeleri doğaldır. ama artık dünya bu etkiden kurtulmuştur. devir özgürlük devridir. devir adalet devridir. her insan bir düşüncedir ve düşünceleri asamazlar. düşünceleri kesemezler. bunun için bütün insanlığı yok etmeleri gerekmektedir. o da biraz sıkar.. sözün kısası:
vardır ama yok olduğu düşünülür. önyargıları bir kenara bırakıp adam gibi konuşulsa zaten bu cümleler ağızdan çıkmaz. yazık, sanki iki düşman tartışıyor.
karşı görüşte olan insanlar eğer belgelere dayanarak konuşuyorsa vardır. yok eğer kalkıp kulaktan dolma bilgiler ile doğruluğu kanıtlanmamış önermelere dayanarak konuşuyorsa, o zaman yoktur.
diğer "görüşlerin" karşıt görüşlere tahammülü kadardır diyelim tanım olarak.
burada kemalistliğin içini boşaltıp sadece bir zenginlik aracı olarak gördüğünü, insanların atatürkçülük kisvesi altında ceplerini doldulduğunu, hepsinin darbe yandaşı olduğunu, kurtuluş savaşı'nı onların değimi ile "sadece kemalistlerin" kazandığını anlattığı saçmalığını bir argüman olarak kullanan kişilerin "kemalizm" ile ilgili düşüncelerine paralel şekilde gelişir.
kendi görüşünü savunmak meziyet ister. ama karşıt görüşü kötülemek her zaman için daha kolaydır. zaten somut bir görüş olmayınca karşıt görüşü kötülemek en güzel kamuflaj örneğidir. hükümetin çözümleri olmadan kürt açılımı yapması gibi bir şey bu durum.
o 1920-1930 larda olan düzen bugünkü çağdaş* türkiye cumhuriyeti'nin temelleridir. o temelleri yıkmak istemek dış düşmanların ekmeğine yağ sürmektir. genelde kemalizm kisvesi altında atatürk ve atatürkçülük'e saldıranların çoğunluğu islami temellere dayanan bir türkiye isterler ki eğer böyle bir durum gerçekleşirse sonumuz bir afganistan bir ırak'tan farklı olmayacaktır, bunu öngörememektedirler.
ülkenin bölünmez bütünlüğünü ayakta tutmak amacıyla atılmış adımların geri alınmasını istemenin hiç bir mantıklı açıklaması olamaz. hak ve özgürlük talebi adı altında istenilenler daha önce ingiltere ile iranın aynı masaya oturmasına ve akabinde iranın istenilenlerin verilmesine karşılık silahlı eylemlerine devam etmesi durumundaki gibi bir sona sürükler bizi.
bu şekilde türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşu ve kurucularına *saygısızca "artık eskidi, demode oldu" tarzında serzenişte bulunmak muhadili bir öneri getirmediğiniz müddetçe sadece saldırı amacıyla yazılmış demektir.