dedem...istiklal savaşı gazisi...şeref madalyası niyetine bir kağıt vardı ninemin sandığında.ninem öldükten sonra öğrendim böyle bir şeyin var olduğunu. hiç bahsetmemişti böyle bir şeyden, iyi hatırlarım. ama başka şeylerden bahsederdi gözyaşları içerisinde. dedemin nasıl kahrolduğunu, babasını toprağa vermek için köylerde imam bulamadığında.toplayıp götürmüştünüz ya hani, batılılaşacağız kuruntusuyla. ardından iki satır okuyacak kur'an-ı kerim bulamadığında.toplayıp yakmıştınız ya hani , gökten indiği zannedilen şeyleri kaale almayız diye.
kahrından öldü o adam. cok yaşamadı.ki o adam vatanını mahremi olarak görmüş, yabancı eli değmesin diye canını ortaya koymuş.üstüne bir de teşekkür edip belge vermişsiniz.
hadi bana söyleyin o zaman. ne yaptınız da vatanı için savaşan bu adamı kahrından öldürdünüz? ne yaptınızda ardında bıraktığı eşini gurur duyması gereken bir belgeyi saklamak zorunda bıraktınız? ne yaptınız da o kadın bunları anlatırken gözyaşlarına boğulurdu?
neden mi? çünkü kadınlara değer vermeyen bir yönetim biçimi gelmiş olacaktı. bizim kadınlarımız da o kadar aptal ki, kendilerinin elde edemeyecekleri haklar onlara veriliyor sonrasında o hakları korumak gene bizlere düşüyor. mal mıyım amına koduğumun yerinde? tabiyki de mutlu olurum. hatta şeriatin gelmesini de iple çekiyorum.
4 tane hatun alacağım. hangisinden sıkılırsam onu döveceğim ağzını yüzünü kıracağım ve o düzelene kadar diğerleriyle takılacağım. kadınlardan nefret ediyorum ve kemalistim. evet haklısınız. amına koymak lazım bu düzenin. kadınlara işkence bir hayat gerekli. ben de sizleri destekliyorum.
önce kafalarını kapatalım. sonra 4 kadınla bir adam paylaşmak zorunda bırakalım. sonra da her gün dövülmelerini sağlayalım. hiç mutlu olmasınlar. iş miş de vermeyelim. bok mu var? zaten iş yok piyasada kırsınlar dizlerini otursunlar evlerinde. her gün de dayak yesinler ama. hatta paso kız doğuran mal kadınları da dövsünler. anne manne dinlemesinler. herkes dövsün karısını.
ayyy iple çekiyorum şeriati. her gün karımı döveceğim. bana laf söyleyemeyecek. ayyy çok heyecanlı.
"Genç fikirli demek, gerçek fikirli demektir." ve " Bütün ümidim, gençliktedir." diyen bir lidere sahipken inatla kendini ezen ,aşağılayan yeri geldiğinde küfür dahi eden bir Amerikan uşağı iktidarısırf türbanı serbest bırakıyor diye isteyen oksijen ziyanı örümcek beyinleriyle yaşayan insanların ülkemizde olduğunu bilmenin dayanlımaz zorluğu...
halkı aşağıda görerek kendinizi ne sanıyorsunuz? bu sorulardan bir kaç tanesi olabilir.
yeri geldiğinde iktidarın şahsen küfrettiğine şahit olmadım ama bu halk cahildir, aptaldır diyen bir kemalist tayfadan haberim var. işte gözler önünde.
sorulması gereken sorulardır. buyursunlar sorsunlar efendim. kemalizm'e gönül vermiş biri olarak bilgim yettiğince cevaplamaya çalışacağımdır, yetmediğinde ise araştırıp, öğrenip elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağımdır. yeter ki akıllarda sorun kalmasın.
bu ülkenin asalakları kendini kemalist olarak tanıtan belli bir zümredir. atatürk ve din üzerinden kendi çıkarlarını koruma peşindelerdir.
1.5 milyarlık müslüman aleminde en ileri türkiye deyen zevat kendi söyledigi gibi arabistan yada malezya kadar ekonomik gücün varmı. olanıda senin arap sermayesi ile kurdu dedigin erdogan ve partisi yaptı.
işleri güçleri Statükocu taraflarıyla kendi düzenlerini korumak.
ülkemin gerici zihinleri nedeniyle, yobaz hareketleri engellemek adına atatürkçülük, aşırı dinci oluşumları engellemek adına bu tür tedbirler almıştır.
yani kabahat, yine ve daima sizde.
siz özgürlüklere set çekmek ülkünüze yeni sahalar bulamayasınız diye bu tedbirler var.
kapanmayı kişisel tercih olarak benimsediğiniz an, tüm kapıların açıldığını göreceksiniz.
siz hem kapanma özgürlüğü hem de kapanma esareti peşinde koştukça, esaretinize mahkum etmek istediğiniz millet, özgürlüğü için size set çekmeye devam edecek.
hangi millet demeyin, sayınız ne kadar çok olursa olsun, sizin dışınızda birleride var ve sizin özgürce yaşama hakkınızı muhafaza ettikleri gibi kendi özgürlüklerini de muhafaza etmek derdindeler.
aslında, sizi ve bizi sizden koruyoruz.
aslında ne de iyi yapıyoruz zira esareti paylaşmak yerine benimsemesenizde özgürlüğü paylaşıyoruz.
sorulduktan sonra başörtüsünü bu hale getiren siz değil misiniz diye karşılık verilesi cevaptır. 11 ocak 1997 de tarikat liderlerini şeyhleri şıhları kim topladı başbakanlık konutuna diye de sorarlar.ayrıca sonucun bu olacağı belli değil miydi diye başka bir soru sorarlar. sp halkın tepkisini çektikten sonra mazlum edebiyatıyla saadetten ayrılıp ben değiştim diye ortaya çıkan adam şimdiki taptığınız lideriniz değil miydi diye bir tane daha sorarlar.değiştim derken ağzına türban lafını alıyor muydu diye de sorsunlar mı. şimdiki haline bakınca da hani değiştiydin birader sen amma da yanar dönermişsin derler. şimdi bırakın türbanı bilmem neyi de açın gözünüzü. hepimizi yıllardır aptal yerine koyuyorlar.
neyse..
soru şu ki:
bir siyasi parti liderinin tarikat liderlerine iftar vermesi neyi değiştirir? neden bu bazı insanlara batar? chp'li bir belediye başkanı bira partileri düzenleyince* onunki özgürlük oluyor da, iftar yemeği vermekte özgürlükler açısından neden sorun olabiliyor? gövde gösterisi gibi saçma sapan bir hareket yapmış olabilir de,
chp'li biri yapınca sorun değil ama karşıdan birisi yapınca sorun? bu nasıl mantıktır?
kimin değişip değişmediği de neden umurunuzda? millet adamın değişip değişmediğine değil, ülkeyi bu güne kadar nereden nereye getirdiğine baksın. bana kimse artistlik yapmasın, kör gibi de daha beter olduk demesin!..
adamın icraatlerine bakın ona ögre konuşun.